13 Temmuz 2008 Pazar

KÖPEK BAKIMI " YABANCI CİSİM YUTMA "

KÖPEK BAKIMI " YABANCI CİSİM YUTMA "
İnce Bağırsaklarda Yabancı Cisim Genellikle yavru köpeklerde görülen bu durum bazen çok tehlikeli olabilmektedir. Hemen hemen tüm yavrularda görülebilirsede en çok Golden retriver, Labrador, Siberian Husky ve Dalmatian yavrularında görülür.Yutulan nesneler içinde silgi, bez parçaları, özellikle çorapların naylon yapıda olanları, küçük oyuncaklar, lego parçaları ve buna benzer yutulabilecek herşey vardır.Hastalık sebebi nedir ? Köpeklerin oyun sırasında oynadıklarını yanlışlıkla yutmasıMerak nedeniyle yabancı cisimleri ağıza almaBazı hastalıklar nedeniyle yabancı cisim yutmaVitamin veya minaral eksikliklerine bağlı olarak eksikliği bu tür maddelerle karşılamaya çalışmaHastalığın belirtileri nelerdir ? Kusma hastalığın en önemli belirtisidir.İştah kaybı çoğu vakada vardır. Eğer ince barsaklarda tıkanma olmuşsa hastada halsizlik ve karın bölgesinde hassasiyet vardır. Tıkanma olmuşsa kaka yapma tamamen durur.48 saati bulan vakalarda dehidrasyon genelde görülür.Eğer yutulan nesne naylon çorap veya ip benzeri bir şey ise barsak peristaltikleri sonucu barsaklarda yırtılma olabilir ve bu da peritonitise sebeb olabilir. Bu durumda ateş yükselir. Hasta çok hızlı bir şekilde kötüye gider.Nasıl önlem alabiliriz ? Mümkün olduğu kadar yavru köpekleri kontrol altında tutarak yabancı cisimleri yemelerine engel olmak gerekir. Bu süreç yavrular en azından 8 aylık olana kadar sürmelidir.Eğer bir şey yuttuğu düşünülüyorsa hemen doktora bildirilmeli ve ne yapılması gerektiği öğrenilmelidir. Eğer cisim kendiliğinden çıkmazsa veya çıkamayacak büyüklükte ise tek tedavi yöntemi operasyon ile yabancı cismin alınmasıdır.Sonuç Olayın farkedilemediği durumlarda zaman geçmişse barsaklarda yırtılmalar şekillenerek peritonitise veya tıkanmaya neden olan cisim etkisiyle nekrozlara neden olabilir. Bu tür bir durumda hasta genellikle ölüm tehlikesi içersindedir

KÖPEK BAKIMI " KÖPEK VE SU "


KÖPEK BAKIMI " KÖPEĞİNİZ DENİZE,SUYA GİRERKEN DİKKAT ETMENİZ GEREKEN HUSUSLAR "
Yüzmek sizin için olduğu kadar köpeğiniz içinde iyi bir spordur, kaslarınızı çalıştırır, kalp ve solunum sistemini güçlendirir. Ancak her köpeğin yüzmekten hoşlandığı ya da yüzmesi gerektiği gibi bir fikre kapılmayın.Retriever gibi kimi ırk köpekler iyi yüzücülerdir. Ancak köpeğiniz yüzmekten korkuyor ya da sevmiyor da olabilir, onu yüzmek için zorlamayın. Birkaç noktaya dikkat ederseniz köpeğinizle deniz keyfinizi tam anlamıyla yaşayabilirsiniz.Öncelikle köpeğinizin yüzüp yüzemeyeceğini veterinerinize danışın. Bir sağlık sorunu nedeniyle yüzmesinde sakınca olabilir.Nelere dikkat edilmeli?Deniz suyu köpeğinizin derisi ve midesi için zararlıdır. Fazla deniz suyu yutması onu kusturur, hasta eder. Deniz suyu yutmamasına dikkat edin. Önlem olarak yanınızda bol miktarda içme suyu bulundurun.Tüylerin ıslak kalması, tuzlu deniz suyunun deride tahrişe neden olması gibi nedenlerden egzama oluşabilir. Bu nedenle uzun kulaklı bir köpekse kulaklarının altı ve pati aralarını unutmadan denizden çıkınca onu içme suyu ile iyice yıkayın. Islak kalmaması içinde iyice kurulayın. Güneşte hemen kuruyor zaten diyorsanız ona da aman dikkat. Özellikle tüm köpeklerde tüysüz olan burunları ile kısa kürklü köpekleri güneş yanığından korumanız lazım. Onları uzun süre güneşte tutmayın, gölgede dinlendirin.Onu kesinlikle yalnız bırakmayın denizde ve sahilde olduğu sürece gözünüz hep üzerinde olsun. Yüzmek çok yorucu bir aktivitedir. Uzun süre denizde kalmasına izin vermeyin. Bu yorucu aktivite onu acıktıracağından yıkama ve kurulamadan sonra hafif bir öğün ile besleyin.Denizdeki ve sahildeki yabancı cisimlere dikkat edin. Sadece tatil bölgelerinde değil şehir yaşamında da köpeğiniz denize giriyorsa kırık şişe camları gibi yabancı cisimler köpeğinize zarar verebilir. Bölgenin temizliğinden emin değilseniz köpeğinizi denize sokmayın. Yanınızda daima bir ilk yardım çantası bulundurun. Sahildeki yabancı cisimler dışında denizin içindeki deniz varlıklarına da dikkat edin. Deniz anaları vs gibi... Bu deniz varlıkları sizin için olduğu gibi köpeğiniz içinde zararlıdır.Denize giren köpeklerin dışkıları yumuşak olabilir ya da ishal olabilirler. Sıvı takviyesi toparlanmasına yardımcı olur.Irkların kulak yapıları farkldır. Her köpekte görülen bir problem değildir ama kulağa kaçan deniz suyu kulak ağrısına ya da iltihabına neden olabilir. Kulaklarını vazelinli pamukla tıkayabilirsiniz. Ancak köpeğiniz bundan hoşlanmayabilir. Köpeğinizin olası bir kulak problemi hali hazırda varsa denize sokmayın.Tasmanın altı daha zor kuruduğundan deri rahatsızlıklarına sebebiyet vermemek için boynunda tasma ile denize sokmayın. Ayrıca tasma boynundan rahatça çıkıp kaybolabilir ve yüzerken tasma köpeğinizi rahatsız edebilir.Değerli oyuncakları ile denize girmesine izin vermeyin oyuncağını deniz hediye edebilir. Kimi köpekler yüzmenin yanı sıra iyi birer dalgıçtırlar. Deniz dibinden siz hediyeler getirebilirler.Yani iyi bir deniz keyfi için yanınıza bol içme suyu, bol havlu, ilk yardım çantası alıyorsunuz. Denizden çıkınca duru su ile iyi durulayıp, sonra iyi kurulayıp gölgede dinlendiriyorsunuz.

KÖPEK BAKIMI " PİSİ PİSİ OTLARI "

KÖPEK BAKIMI " KÖPEĞİNİZİ YEŞİLLİK ALANLARDA GEZDİRİRKEN DİKKAT "
Yeşillik alanlarda, parklarda, bahçelerde dolaşırken sizi bekleyen gizli tehlikenin adı pisipisi otudur.Görünümü başak şeklindedir. Bahar ve yaz mevsimlerinde nisanve ayları arasında, tüm köpeklerin ama özellikle uzun tüylü, uzun kulaklı ve koku alma yeteneği gelişmiş ırkların en büyük problemlerinden biridir.Latince adı Hordeum Murinum, İngilizce adı ise foxtails olan bu otun farklı isimlerde çeşitli türleri vardır. Örneğin; Wild barley. Başak şeklinde yapısı ve uzantılarındaki kancalar (çengeller) sayesinde tüylere yapışır. Vücut hareketiya da müdahaleyle tek yönlü olarak(daima ileriye) hızlı bir şekilde vücutta ilerler. Yürüyüş esnasında parmak aralarına saplanabilir, uzantılarındaki minik kancalarla tüylere yapışarak ileri yönlü hareketle kulak, göz, üreme organı, ağız, dil, boğaz ya da koklama yoluyla burun içine girebilir. Bu bölgelerden kendi kendine çıkması mümkün olmadığı gibi vücut içine doğru ilerleyerek birçok rahatsızlığa neden olur.KulakCocker, Cavalier King Charles, Setter gibi uzun kulaklı köpeklerde ortakulak iltihabının, kulak enfeksiyonlarının başlıca nedeni pisipisi otudur.Kulağa kaçması durumunda; sürekli kulak sallama, kulağını kaşıma çabası, huzursuzluk, başı öne eğerek yürüme, başı hastalıklı kulak tarafına doğru eğik tutma, dengesizlik vardır. Bu bulgularda pisipisi otundan şüphelenilmelidir. İlerlemiş vakalarda köpekte çevreye ilgisizlik ve ağrı nedeniyle kulağı elletmeme gibi belirtiler görülür. Bunun sonrasında kokulu ve iltihaplı bir sıvı akışı olur. Bu gibi ileri durumlar kulak zarının yırtılmasına da neden olabilir. Fark edildiği anda veteriner hekime gidilmelidir.BurunBurun deliklerinden giren pisipisi otları başaklarındaki minik kancalarla köpeklerin burun mukozasında irkilmeye ve buna bağlı olarak da hapşırmalara neden olur. Bulldog, Boxer, Pekingese gibi basık burunlu köpekler ile koklama yeteneği gelişmiş Pointer, Alman Çoban Köpeği gibi ırklarda daha sık görür. Ani olarak başlayan hapşırma nöbetlerinde pisipisi otundan şüphelenilmelidir.Köpeğin burnunu kaşıma çalışması ile pisipisi otunun ilerlemesi ya da sürekli hapşırma sonucunda burun kılcalların çatlaması kanamalara neden olur. Bu durumda derhal veteriner hekime gidilmelidir.Parmak aralarıGezinti sonrası topallama ya da sekerek yürüme, parmak aralarını kaşımaya, yalamaya çalışması, ayağını basmaktan sakınması gibi belirtilerde pisipisi otundan şüphelenilme ve patiler dikkatlice kontrol edilmelidir. Parmak aralarına batan pisipisi otu başakları şişkinlik ve kızarıklığa neden olur. Pisipisi otu derine batmışsa ya da görünmüyor ancak kızarıklık ve şişkinlik fark ediliyorsa veteriner hekime gidilmelidir. Henüz patisinin içersindeyken alınması kısmen kolaydır. Daha derinlere ilerleyen otun alınmasında neşter kullanılması ya da ameliyat olması gerekebilir.UyarıGözle görülebilen yarı batık Pisipisi otu vakalarında cımbız yardımıyla otun çıkartılmaya çalışılmasında çok dikkatli olunmalıdır. Çünkü Pisipisi otu çekildiğinde zorlanacaktır. Bir kısmı kopup deri içinde kalabilir. Cımbızla tutulacak yeri kalmadığından neşter kullanımı gerekebilir ki bu veteriner hekimleri uzmanlığıdır. Dolayısıyla bu durumda batık bölgesi kurcalanmadan derhal veteriner hekime ulaşılmalıdır.Ağız, dil, boğazAşırı derecede salya, kusmaya çalışmaktan tıkanma, kusma, çok sert ve rahatsız edici öksürük ya da havlama, yiyeceğe ilgi göstermeme, aşırı su tüketimi belirtilerde pisipisi otundan şüphelenilmeli ve derhal veteriner hekime gidilmelidir.GözGezinti sırasında ya da sonrasında gözde kızarıklık, kanlama, akıntı, göz kapağını açama gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden veteriner hekiminize ulaşmalısınız.Üreme organıBu bölgede semptomları görmek zordur. Diğer organlardaki gibi belirtiler açık değildir. Gezinti sırasında ya da sonrasında köpeğiniz sürekli üreme organını yalıyorsa ve bu bölgede şişlik varsa hiçbir şekilde müdahale etmeden derhal veteriner hekime gidilmelidir.Koruma ve kontrol1. Pisipisi otlarının bulunduğu bölgelerde köpeğinizi dolaştırmaktan sakınınız.2. Yanınızda daima minik bir ilk yardım çantası taşıyınız.3. Uzun tüylerin tıraşlanması (özellikle uzun tüylü patilere sahipse) çok faydalı olacaktır.4. Her gezi sonrası köpeğinizi dikkatlice kontrolden geçirmeliniz. Kulak içleri, burnu, tüyleri ve özellikle parmak aralarını kontrol etmelisiniz.5. Her gezi sonra köpeğini fırçalayınız. Fırçalayarak köpeğinizin tüylerine tutunmuş Pisipisi otlarını ayıklayabilirsiniz.

KÖPEK BAKIMI

KÖPEK BAKIMI " ISI ÇARPMASI "
Hypertermi / Isı ÇarpmasıKedi ve köpeklerdeki normal beden ısısı 38 – 38.5 derecedir. Petlerimiz bu ısıyı soluyarak (onlarda terleme ağızdan olur, insanlarda da terleyerek vücut ısısı sabit tutulur) bu ısıyı sabit tutarlar ancak bazen yeterli olmaz. Koruma • Petinizi asla park edilmiş arabanın içinde bırakmayın. Arabanın içerisi sıcak havalarda sauna gibi olur. • Sıcak havalarda egzersizlerini minimize edin• Özellikle yaz başlangıçlarına dikkat edin, havaların ısınmaya başladığı bu dönemde ısı çarpmalarına karşı daha temkinli olun.• Petinizi güneşin altında bırakmayın, sıcak havalarda onu bahçeye bağlayıp gitmeyin.• Yakınında istediği zaman içebileceği serin su olmasına dikkat edin, suyu da güneşin altında bırakmayın.Semptomlar• Dokunduğunuzda hayvanın çok sıcak olduğunu fark edersiniz.• Kusma, salya artışı olabilir.• Hızlı ve sık nefes alma. Pet zor nefes alabilir, yutkunma güçlüğü çeker dolayısıyla huzursuz görünebilir.• Kordinasyon bozukluğu• Collapse (akciğerlerin sönmesi)• KomaYapılacaklar• Hayvanı derhal sıcak ortamdan uzaklaştırın.• Isı çarpmalarında kafasının üstünü ve arkasını akan suyun altında tutun, ateş yükselmelerinde ise alnını, başını ve ensesini elinizle ıslatın. Arka bacakların arasına havluya sarılmış buz koyun. Islak havlu da konulabilir.• Eğer hayvanda kollapse varsa derhal veterinere götürün. Ancak bu transfer sırasında hayvanı serin tutmayı sürdürmelisiniz.• Hayvanı tamamen soğuk suyun altına sokmak pek tavsiye edilmez, çünkü soğuk olmasının yanında bir de ıslatmış olacaksınız. Bu da durumunu daha kötüye götürebilir. Hayvanı serinletirken kuru kalmasına özen gösterin.• İçebiliyorsa ona serin su içirin ancak bunu azar azar yapmasını sağlayın. Bir seferde çok fazla içmesi kusmasına sebep olabilir.• Hastalıklara bağlı oluşan yüksek ateşlerde de hayvanı serinletin, başını, koltuk altlarını, arka bacakların arasını nemlendirin. Çok soğul olmama koşuluyla su içirin.*ısı çarpması geçiren hayvanlar ileride tekrar geçirmeye yatkın olurlar.Hypotermi Hypotermi genellikle yaralanma, kan kaybı, collapse gibi hastalıkların sonucu oluşur. Uzun süre ıslak kalan hayvanlarda da olur. Koruma • Yattıkları yer mutlaka kuru olsun • Daha bebek olan hayvanlara bakarken çok daha fazla dikkat edin, onlar ortam ısısından çabuk etkilenirler.• Travma geçiren petlerin başlangıçta herşey normal olsa da sık sık (30 dk da bir) vücut ısısını kontrol edin, düşmeye başlarsa derhal müdahale edin.Sepmtomlar• Soğuk ve genellikle ıslak• Pet titrer ancak çok düşük vücut ısısı olanlarda olmaz• Yavaş nabız ve yüzeysel solunum• Bilincini yitirebilir ve şoka girebilirYapılacaklar• Vücut ısısını kontrol edin.• Eğer ıslaksa mutlaka kurulayın (fönle)• Hayvanı sıcak tutun• Sırtına ve altına sıcak su torbası koyun. Direk hayvana temas ettirmeyin mutlaka havluya sararak koyun.• Hayvanı battaniyeye sarın.• Bebek hayvanları kazağınızın altına koyarak kendi teninize temas ettirerek de ısıtabilirsiniz.• Hayvan toparlamaya başladığında ona yemek verin, yiyeceği ılık olsun, ılık su da olur.Soğuk yanması /DonmaSemptomlar • Deride ani beyazlık• Etkilenen bölgede hislerin yok olması. Deri ısındıktan sonra hayvan acı duyabilir.• Tüylerin kaybı• Deri öldüyse siyah veya kırmızı renkYapılacaklar• Hayvanı sıcak ortamda tutun.• Eğer ıslanmışsa mutlaka kurutun.• Derinin vücut ısısıyla birlikte ısınmasına izin verin.• Donma yanığı olmuş bölgeyi ovalamayın.• Kar veya ılık su koymayın donan bölgeye• Veterinere gidin.
Alıntı

KÖPEK EĞİTİMİ " CLİCKER "

KÖPEK EĞİTİMİ " ALTERNATİF KÖPEK EĞİTİMLERİNDEN CLICKER "
Clicker ile neler yapılabilir? Clicker, pozitif pekiştirme ile yapılan köpek eğitiminde yardımcı bir araçtır. Buna bir pekiştirici ve işaretleyici diyebiliriz. Köpeğin yaptığı bir davranışın doğru anını işaretleyen ve köpeğin yaptığı işin doğru olduğunu anlamasını sağlayan, yani pekiştiren bir araçtır. Clicker köpeğin yaptığı davranışı pekiştirerek bu davranışın daha sıklıkla yapılma olasılığını arttırır. Eğer köpeğin yaptığı bir davranışı cliker ile yakalayıp bunu tekrarlarsanız daha sonra bu davranışı köpeğe istediğiniz zaman yaptırabilirsiniz. Operant şartlanmada davranışın ilk önce köpek tarafından yapılması ve sonrada pekiştirilmesi gerektiğinden, cliker ile köpeğe herşeyin öğretilmesi ilk bakışta olanaksız gibi görünmektedir. Fakat uygulanacak birkaç yardımcı teknikle bu da aşılabilmektedir.Köpeğe yaptırmanız gereken hareketi, onu çeşitli oyunlarla veya hedef çubuğuyla yönlendirerek istediğimiz pozisyona getirir ve sonrada clicker ile bunu pekiştiririz (sabitleriz). Bu işlemlere devam ederek o davranışı köpeğe öğretmiş oluruz.Köpeğe dokunulmadan istenilen davranışlarda bulunmasını sağlamak bir yerden sonra köpek sahibinin yaratıcılığına kalmıştır. Pozitif köpek eğitiminde yaş sınırı yoktur. Köpek eğitime 2-3 aylıkken başlayabilir. Eğitim köpeğin boynuna bir tasma takılmadan, zorlanmadan yapılacağı için köpeğin çok yavru olması onun eğitimden kaçmasına neden olmaz, bilakis bu eğitim onun için bir oyun olacaktır. Fakat bu yaşda bir köpeğe boğma tasma takamazsınız, onu zorlayamazsınız, köpek bu yaşlarda boynuna takılan tasmalardan ve zorlamalardan korkar ve karşıt refleks gösterir onun içindir ki klasik yöntemle, boğma tasmalar ve zorlama ile eğitim yapan eğitimciler köpeğin 6 aylık olmadan eğitilemiyeceğini iddia ederler. Köpeğin doğasında olan karşı itme refleksi köpeğin tasmayı reddetmesine sebep olur. Bu refleks insanlarda da vardır.Biri sizi iterse sizde zıt yöne doğru karşı koyma ihtiyacını duyarsınız. 2-3 aylık bir yavruyu önünüze koyun ve göğsünden tutup hafifce kendinize doğru çekin köpek hemen karşı koyup ayaklarını ileri uzatıp geri gitmek isteyecektir. Aynı şeyin tersini yapın köpeği arkasına doğru itin bu seferde size doğru kendini itecektir. Bunu yanlara ve aşağı bastırarakda denerseniz aynı tepkiyi alırsınız. Clicker, pozitif pekiştirme ile yapılan köpek eğitiminde yardımcı bir araçtır. Buna bir pekiştirici ve işaretleyici diyebiliriz. Köpeğin yaptığı bir davranışın doğru anını işaretleyen ve köpeğin yaptığı işin doğru olduğunu anlamasını sağlayan, yani pekiştiren bir araçtır. Clicker köpeğin yaptığı davranışı pekiştirerek bu davranışın daha sıklıkla yapılma olasılığını arttırır. Eğer köpeğin yaptığı bir davranışı cliker ile yakalayıp bunu tekrarlarsanız daha sonra bu davranışı köpeğe istediğiniz zaman yaptırabilirsiniz. Operant şartlanmada davranışın ilk önce köpek tarafından yapılması ve sonrada pekiştirilmesi gerektiğinden, cliker ile köpeğe herşeyin öğretilmesi ilk bakışta olanaksız gibi görünmektedir. Fakat uygulanacak birkaç yardımcı teknikle bu da aşılabilmektedir.Köpeğe yaptırmanız gereken hareketi, onu çeşitli oyunlarla veya hedef çubuğuyla yönlendirerek istediğimiz pozisyona getirir ve sonrada clicker ile bunu pekiştiririz (sabitleriz). Bu işlemlere devam ederek o davranışı köpeğe öğretmiş oluruz.Köpeğe dokunulmadan istenilen davranışlarda bulunmasını sağlamak bir yerden sonra köpek sahibinin yaratıcılığına kalmıştır. Pozitif köpek eğitiminde yaş sınırı yoktur. Köpek eğitime 2-3 aylıkken başlayabilir. Eğitim köpeğin boynuna bir tasma takılmadan, zorlanmadan yapılacağı için köpeğin çok yavru olması onun eğitimden kaçmasına neden olmaz, bilakis bu eğitim onun için bir oyun olacaktır. Fakat bu yaşda bir köpeğe boğma tasma takamazsınız, onu zorlayamazsınız, köpek bu yaşlarda boynuna takılan tasmalardan ve zorlamalardan korkar ve karşıt refleks gösterir onun içindir ki klasik yöntemle, boğma tasmalar ve zorlama ile eğitim yapan eğitimciler köpeğin 6 aylık olmadan eğitilemiyeceğini iddia ederler. Köpeğin doğasında olan karşı itme refleksi köpeğin tasmayı reddetmesine sebep olur. Bu refleks insanlarda da vardır. Biri sizi iterse sizde zıt yöne doğru karşı koyma ihtiyacını duyarsınız. 2-3 aylık bir yavruyu önünüze koyun ve göğsünden tutup hafifce kendinize doğru çekin köpek hemen karşı koyup ayaklarını ileri uzatıp geri gitmek isteyecektir. PEKİŞTİRME VE CEZALANDIRMAOrganizmanın öğrenmesinde iki tane ana uyarıcı unsur vardır. Bunlar pekiştirme ve cezalandırmalardır.Pekiştirmeler davranışın artmasına sebep olurlar, cezalandırmalar ise azalmasına.Pekiştirme ve cezalandırmalar da pozitif ve negatif olarak ikiye ayrılmaktadırlar.Pozitifi birşeyi başlatmak veya sunmak olarak, negatifide birşeyi sonlandırmak veya ortadan kaldırmak olarak tanımlayabiliriz.PEKİŞTİRMEDavranışı arttırırCEZALANDIRMADavranışı azaltırPOZİTİFBaşlatmak veya sunmakİyi birşey başlatılır veya sunulur.Kötü birşey başlatılır veya sunulur.NEGATİFSonlandırmak veya ortadan kaldırmak Kötü birşey sonlandırılır veya ortadan kaldırılır.İyi birşey sonlandırılır veya ortadan kaldırılır. POZİTİF PEKİŞTİRME: Pozitif pekiştirmede iyi birşey başlatılır veya sunulur. İyi birşeyin sunulması köpeğin çağrılınca geldiğinde yiyeceği alması veya tilkinin tavşanı avlayıp yakalaması olabilir. İyi birşeyin başlatılması ise köpeğin tasmayı çekerek parka gelmesi sonucunda burada tasmasından açılarak oyuna başlaması olabilir. Pozitif pekiştirme pekiştirilen davranışın sıklıkla tekrarlanması olasılığını artırır. Her oturduğunda yiyecek alan köpek yiyeceği almak için önünüzde bu davranışı tekrarlayacaktır. NEGATİF PEKİŞTİRME:Negatif pekiştirmede kötü birşey sonlandırılır veya ortadan kaldırılır. Üzerine kötü bir şey uygulanan hayvanın üzerinden kalkan bu baskı sayesinde hayvan rahatlar ve yapmakta olduğu davranışı tekrarlar. Negatif pekiştirmenin uygulanabilmesi için mutlaka eğitimcinin hayvana önceden kötü birşey uygulaması gerekmektedir. Örneğin tasmayı çeken köpeğin boynuna boğma tasma takılır. Köpek durunca veya yavaşlayınca boğma tasma gevşer ve köpek rahatlar bunun sonucunda köpek bu etkiden kendini korumak için tasmayı çekmemeye başlar. Suçluya işkence yapılmasıda bir negatif pekiştirmedir. Suçlu itiraf edince işkence sonlandırılır ve bu etkiden kurtulmak için daha sonra gelecek olan sorularıda cevaplamaya başlar. Atın sağa dönmesi için sağ dizginlerin çekilmesi ve dönünce de bırakılması gene negatif pekiştirmedir.POZİTİF CEZALANDIRMA:Pozitif olumlu anlama gelip ceza sözcüğü ile ¤¤¤at yaratsada burada başlatma veya sunma anlamında değerlendirilmelidir. Ayrıca cezalandırılan hayvan değil davranıştır. Pozitif cezada kötü birşey başlatılır veya uygulanır ve o davranışın tekrralanması önlenir. Doğru uygulanabildiğinde etkin bir metoddur. Havlayan köpeğin boynuna takılan citronelle tasmasının citronella püskürtmesi, ufak çocuğun yanan sobaya elini sürüp yakması, alçak yerden geçerken başınızın çarpması gibi. Burada hareketleri tekrarlama olasılığı azalmaktadır.NEGATİF CEZALANDIRMA: Negatif cezallandırmada iyi birşey sonlandırılır veya ortadan kaldırılır. Bu kavga eden iki çocuğun elinden oyuncaklarının alınması olabilir, yada parkda oynayan köpeğin çağrılıp tasmaya bağlanması olabilir.NEDEN CLICKER KULLANILMALI?Adından da anlaşıldığı gibi pozitif pekiştirmeye dayalı köpek eğitiminde clicker denilen araç şartlandırılmış pekiştirici(ikincil pekiştirici) olarak kullanılmaktadır. Aynı sistem içinde clicker yerine daha başka bir pekiştiricide kullanmak mümkündür. Örneğin click sesi yerine ıslık, düdük, el çırpması yada ağız ile çıkarılacak bir ses veya sözcük olabilir. Bu seslerde clicker da olduğu gibi klasik şartlanma ile köpeğe şartlandırılabilir. Bu sesler kullanıldığı zaman bazı engeller çıkmaktadır. Sesler her zaman aynı tonda verilememekte veya başka seslerle karıştırılabilmektedir.Özellikle bir sözcüğü kullanmak zaman zaman köpeğin bu sözcüğü başka sözcüklerle karıştırmasına sebep olabilmektedir. Clicker ın verdiği sert, kesin, kısa click sesi denenmiş ve köpek üzerinde etkili olduğu ispatlanmıştır. Bu ses köpeğin uyarılmasında ve diğer sesler arasından kolaylıkla ayırt edilmesine daha müsaittir. Clicker ile köpeğin yaptığı bir davranışın doğru anı çok çabuk ve zamanında yakalanabilmektedir. Fakat mutlaka clicker kullanılacak diye bir dayatma yoktur ıslık veya düdük de kullanabilirsiniz. FAzla gürültülü ve köpeğin sizden uzakta olduğu durumlarda clicker sesini duyamama gibi bir engel varsa düdük veya ıslık daha iyi çalışabilir. Unutulmamsı gereken ise clicker pozitif eğitimin tamamı değil sadece içersinde uygulanan küçük bir parçasıdır.Clicker ile eğitimde dört ana eğitim malzemesine ihtiyacınız vardır. Bunlar içinde clicker hariç diğerlerini kendinizin evde yapması mümkündür. Clicker basit plastik bir kutu ve içinde bir metal plakadan ibarettir. Bu plakayı parmağınız ile bastırdığınızda click sesi verir ve bu yüzden de clicker denmektedir. Yurtdışında fiyatı 1 USD'ı bile geçmemektedir. Köpeğini eğitenlerin clickerlardan belli bir sayıda edinip, ellerinin altında tutmaları gerekmektedir.Cliker eğitimde, eğitimin ilk başlangıcında ve sonradan yardımcı bir araç olarak kullanılan hedef çubuğu sıradan bir çubuk olup, ucunda köpeğin dokunabileceği küçük bir top olabilir yada değişik bir renkle belirlenmiş olabilir. Bunu da evde kendinizin yapması mümkündür. Ben bulduğum ince aliminyum bir borunun ucunu renkli bir elektrik bantıyla işaretledim ve bunu hedef çubuğu olarak kullanmaktayım. Sizde başka malzemelerden değişik hedef çubukları yapabilirsiniz. Hatta yanınızda taşımanızı kolaylaştırmak için eski araba radyosunun veya portatif radyonun antenlerinide kullanabilirsiniz. Sevk kayışı veya ipi evde ve kendi bahçenizde çalıştığınız zaman gerekli olmayacaktır. Sokağa çıktığınız zaman köpeğin emniyeti için kullanmalısınız. Bunu da bir yapı marketten alacağınız 5 metrelik yuvarlak iple halledebilirsiniz. Ben aldığım 5 metrelik ipin iki ucuna gene yapımarketlerde bulunan mandallardan bağladım. Köpeği dışarı çıkardığımda park gibi yerlerde bu ipin bir ucunu belime bağlamaktayım. 5 metrelik bir serbestlik sizin rahat çalışmanızı sağlıyacaktır. Fazla ipi sokakta gidip gelirken taşımamak içinde köpeğin tasmasına taktığım ucunun yanına diğer ucundaki mandalı da takıyorum ve ip böylelikle 2.5 metre boya geliyor ve taşımada kolaylık sağlanıyor. Ayrıca diğer uçdaki mandal ipi belinize bağlamada da yardımcı olur.Ödül çantası devamlı belinizde durması gereken ve içine köpeğinize vereceğiniz ödülleri koyacağınız çantadır. Bu çantayı bele takılan uygun herhangi bir çantadan seçebilirsiniz. Çantanın ağzının kolay açılır ve ödüllerin rahat ve çabuk alınacak şekilde olmasına dikkat etmek yeterlidir.KÖPEĞE CLICKER YÜKLEMEKCliker'ın, köpeğe şartlanmış pekiştirici olarak tanıtılması, yani köpeğin bu sese şartlanması gerekmektedir. Clicker eğitiminde buna "köpeğe clicker yükleme" denmektedir.Cliker köpeğe klasik(Pavlovian) şartlandırması ile yüklenmektedir. Eğer pavlov'un köpeklerini hatırlarsak nasıl çan çalınıp sonra da köpeğe yiyecek veriliyorsa ve köpek çan sesine şartlanıyorsa aynı işlem clicker ile yapılır.Önce clicker'a basılır ve ardından köpeğe yiyeceği verilir. Bu verilen yiyeceğe ingilizcede "treat" denilmektedir. Biz Türkçe de köpeğe verilen bu tür yiyeceğe ödül demekteyiz fakat treat ödül gibi düşünülmemelidir. (Treat'ın Türkçe karşılığı ikram etmek/zevk veren şeydir.) Treat birincil pekiştiricidir ve cliker yüklerken köpeğe ödül olarak verilmemektedir. Birincil pekiştiricinin köpek tarafından öğrenilmesine gerek yoktur çünkü o köpeğin zaten bildiği ve sevdiği bir yiyecektir. Clik sesi ise şartlandırılmış pekiştirici olduğundan cliker yüklemesi sırasında köpek tarafından öğrenilmektedir. Ne zamanki clicker yüklemesi biter, köpek clicker'ı şartlandırılmış pekiştirici olarak algılamaya başlar, o zaman click sesi bizim anladığımız anlamda ödül yerine geçebilir. Fakat click sesi ödülden ziyade bir işaretleyici, köpeğe iyi bir şey yaptığı anı bildiren bir sestir.Clicker'ı köpeğe yüklemek(şartlandırmak) için köpeğin sevdiği bir yiyecek click sesinden hemen sonra verilir. Bu yiyecek köpek tarafından çok sevilmeli ve ağzında bekletmeden hemen yutacağı şekilde ufak ve yumuşak parçalar halinde olmalıdır. Ben genellikle suda haşlanmış tavuk göğsü, tavuk ciğeri ve karaciğer kullanıyorum, zaman zaman yumuşak kaşar, dil peyniri de kullanmaktayım. Clicker'ı köpeğe yüklemek için bu yiyeceklerden birini hazırladıktan sonra belinizdeki çantaya koyun ve clicker'a bastıktan sonra köpeğin ağzına verin. Bu işlemi ilk önce ara vermeden peş peşe ve köpeğin hemen yanında bir müddet yapın. Daha sonra köpekten bir adım geri gidin ve aynı işleme devam edin köpeğin click sesinden sonra yiyeceği almak için size bir adım gelmesini sağlayın. Bu işlemleri yaparken cliker kullanan elinizi devamlı değiştirinki köpek hep aynı elinizden yiyecek almaya alışmasın. Bu işlemlerden sonra sıra köpeğe cliker'ın yüklenip yüklenmediğini test etmeye gelir. Bunun için click sesinden sonra köpeğin tepkisini çok iyi izlemelisiniz. Cliker'a basınca her zaman yaptığınız gibi yiyeceği köpeğe uzatmayın ve köpeğin ağzını sesden hemen sonra elinize doğru uzatıp uzatmadığına dikkat edin. Eğer uzatmıyorsa evvelki işlemlere devam edin ve sonra tekrar aynı testi yapın. Köpek sesten sonra ağzını elinize doğru uzatıp yiyeceği arıyorsa bu defa köpeğin arkası size dönükken aynı işlemi yapın, sesi duyan köpeğin hemen size ve elinize doğru dönmesi lazımdır döndüğü anda cliker artık köpeğe yüklenmiştir ve eğitimin ileriki safhalarına geçebilirsiniz.Köpek ile yapılacak eğitim çalışmalarına köpeğin yabancı olmadığı, her gün yatıp kalktığı kendi ortamında başlanmalı ve her yeni birşey öğretilmeye çalışılırkende bu ortamdan çıkılmamaya dikkat edilmelidir.Köpekler koku ve işitme duyuları çok gelişmiş hayvanlardır. Bu duyuları sayesinde çevrelerinden gelen, sizin farkına varmadığınız pek çok şeyden irite olabilirler ve dikkatlerini bu şeylere yöneltebilirler. Böyle zamanlarda köpek size olan ilgisini hemen bu yeni ilgi alanlarına yöneltir ve eğitimi bırakabilir. Bu gibi durumları en aza indirmek için uygulanacak yöntem köpeğin herzaman bulunduğu ortamda bulunmaktır. Köpek kendi bölgesinde bulunduğu sürece zaten tanıdığı bu yerde çevreyle ilgilenmektense sizle ve yapacağınız davranışlarınızla ilgilenir. Eğitim yavru köpeklere verildiğinde dikkat dağılımı daha fazla olacaktır.Yavru köpek çevresini yeni keşfetmektedir ve yetişkin köpeğe göre daha fazla etrafıyla ilgilenmektedir.HEDEF ÇUBUĞU İLE ÇALIŞMAK Cliker yüklenen köpek ile ilk çalışma hedef çubuğu ile yapılır. Hedef çubuğu ile yapılacak çalışma hem köpeğin, hemde eğiten kişinin cliker eğitminin nasıl çalıştığını algılamasına yaramaktadır. Eğitimin ileri safhalarında da köpeğin yönlendirilmesinde bu çubuk yardımcı olacaktır.Hedef çubuğunun tutulma şekli: Öncelikle clicker'ı sol elinizin baş ve işaret parmağınızın arasında tutun ve bu durumda baş parmağınız ile cliker'a basabilin. Daha sonra altta kalan diğer üç parmağınız ile hedef çubuğunu kavrayın, bu şekilde aynı eliniz ile hem çubuğu istediğiniz gibi hareket ettirebilecek, hemde cliker'a basabileceksiniz.Çubuk ile ilk çalışmaya başlarken yukarıda tarif edilen şekilde ve ortasından tutulan çubuk köpeğin başının biraz üzerine doğru götürülür. Üzerine doğru gelen çubuğu tanımak ve koklamak için uzanan köpeğin burnu ile çubuğun ucuna dokunmasına müsaade edin. Köpeğin burnu çubuğun tam ucuna değdiği an cliker'a basın ve arkasından köpeğe yiyeceği verin.(zaten cliker'a şartlanmış olan köpek hemen başını çubuktan elinize doğru çevirip yiyeceği almak isteyecektir.)Bu işleme daha önce cliker'ı köpeğe nasıl yüklediyseniz aynı onun gibi devam edin. Köpek burnu ile çubuğun ucuna dokunsun dokunduğu an clik sesi ve ardından hemen yiyeceği verin. Bazen köpek çubuğa atlayıp ısırmak isteyecek o zaman kesinlikle çubuğu köpeğe yakalatmayın, hemen yukarı kaldırın ve arkanıza doğru saklayın. Köpeğin çubuk ile teması sadece burnunu değdirmek olsun. Bu işlemlere devam ettiğiniz sürece köpeğin çubuğu gördükten sonra hemen ucuna dokunduğunu ve click sesini duyar duymazda yiyeceği almaya yöneldiğini göreceksiniz Köpek böylece bu hareketi sizden yiyeceği almak için sıklıkla tekrarlamak isteyecektir. İşte hareket böyle otomatikleşmişken artık buna bir "cue" ekleyebilirsiniz.Cue: "Cue" ingilizcede harekete geçirici söz veya olay, başlama işareti anlamındadır. Yukarıdaki olaya "cue" eklemek köpeğin bir söz duyması üzerine çubuğa dokunmasını sağlamaktır. Burada "cue" sanki komut gibi görünsede aslında komut değil köpeğe davranışını başlatan bir uyarıcıdır. Komut ise bir davranışın yapılması için yapana verilen emirdir. Cue sözcüğünün Türkçe karşılığını cliker eğitimde başlama işareti olarak kullanabilsemde ben ingilizce sözcüğü kullanmayı tercih edeceğim.Yukarıdaki olaya dönersek köpek çubuğu gördüğü an yiyeceği almak için çubuğun ucuna dokunuyor, biz tam dokunduğu an click sesi veriyoruz ve ardından yiyeceği alıyordu. Biz çubuğu köpekten uzak tutmak ve köpeğin bizim isteğimiz doğrultusunda çubuğa dokunmasını istersek, köpeğin çubuğa dokunma davranışına bir cue eklememiz gerekmektedir. Burada ekleyeceğimiz cue "dokun" olacaktır. Köpek çubuğa dokunmak için hamle yaptığında çubuğa dokunmasına 5-10 cm kala "dokun" denmeli ve ardından dokunan köpeğe gene dokunduğu an clik sesi verilip ardından yiyeceği verilmelidir. Bu işlem daha önceki çalışmalarda olduğu gibi aynı şekilde tekrarlanmalıdır. Bir süre sonra çubuk köpekten uzak olarak tutulduğunda köpeğin çubuğa sadece baktığını ve siz dokun deyince köpeğin gidip dokunduğunu göreceksiniz. Bu durumda da köpek dokunduğu an click sesi verip, ardından yiyeceği vermeyi unutmamalısınız Köpek bazen çubuğun ucunu denk getirememekte yada ucunu ısırmaya çalışmaktadır. ben bu gibi durumlarda köpeğe "olmadı" demekte ve işlemi tekrarlamaktayım. Bir zaman sonra "olmadı" sözcüğü köpeğe yanlış bir iş yaptını hatırlatacaktır."OTUR" ve "YAT" DAVRANIŞININ ÖĞRETİLMESİKöpeği sizin istediğiniz zaman vereceğiniz komutla oturtabilmek için köpeğiniz kendi isteği ile oturduğu zaman bu davranışını pekiştirmeniz ve daha sonra da bu davranışa bir komut eklemeniz gerekmektedir. Hedef çubuğu ile yaptığınız çalışmayı esas alarak aynı işlemleri bu sefer oturma davranışı için uygulamanız gerekmektedir.Operant şartlanmada ilk önce davranış organizma tarafından yapılıp, arkasından pekiştirildiği takdirde davranışın tekrarlanma olasılığı arttığına göre burada köpeğin kendi kendine oturmasını beklemek zorundasınız. Köpekler yavru iseler genelde sık sık otururlar. Bu çalışmayı yaparken köpeğin sıklıkla oturmasını sağlamakda sizin elinizdedir.Köpekle uzun bir yürüş yapıp geldikten sonra yorulan köpek yanınıza oturacaktır. Bu andan faydalanarak köpekle çalışmaya başlayabilirsiniz. Köpeği çok iyi olarak izleyin, köpeğin otururken tam iki butu yere değdiği an clickera basın ve arkasından yiyeceği verin. Clicker sesini duyan köpek yiyeceği almak için kalkacak ve elinize doğru yönelecektir. Yiyeceği yedikten sonra genellikle arkasından gelecek yeni bir clik sesi varmı diye size bakar ve bu esnada tekrar oturur. Oturduğu an aynı işlemi tekrarlayın ve böylece köpek her oturduğunda clikera basın ve yiyeceği verin. Zamanlama burada çok önemlidir clickera mutlaka köpeğin her iki butu tamamen yere deydiği an basın. Sanki bir fotoğraf çektiğinizi ve köpeğin tam oturma anını resimlemeye çalıştığınızı düşünün. Bu işleme belli bir süre devam ettiğiniz zaman köpeğin yiyecek almak için devamlı önünüze gelip oturduğunun farkına varacaksınız. Köpeğin bu hareketlerine clicker eğiticileri "köpek davranış atıyor", ("Throwing behaviors") demektedirler. Köpek oturma davranışını click sesi ile bu şekilde ilişkilendirdikten sonra bu otuırma davranışına bir komut eklemeniz gerekmektedir. Bu işlemi yaparken de gene hedef çubuğu ile çalışmanızı hatırlamalısınız. Köpeğin her iki butunun yere değmesine bir 5-10 cm kala "otur" dedikten sonra köpeğin butlarının yere değdiği an clikera basın. Daha önce yaptığınız bütün işlemler aynı olarak kalacak ilaveten köpeğin yere oturmasına 5-10 cm kala sadece "otur" diyeceksiniz. Bu işlemlere de yeteri kadar devam edildikten sonra köpeğe "otur" dediğiniz zaman oturduğunu göreceksiniz. Köpeğe her "otur" denmesi üzerine oturduğu an mutlaka clikera basmayı ve yiyeceği vermeyi unutmayın. Bu clikera basmak ve ardından yiyeceği verme işlemine bir müddet devam edilecektir. Cliker kullanımının azaltılması ve tamamen kaldırılması ileriki bölümlerde anlatılacaktır.Köpeği bu çalışmalar esnasında oturtmak için beklemek yerine bazı teknikleride kullanmak mümkündür. Bunlardan biri hedef çubuğunu köpeğin başı üzerinden arkasına doğru yavaş bir şekilde götürmektir. Başının üzerinden arkaya doğru giden hedef çubuğunun ucuna odaklanan ve görebilmek için başını kaldıran köpek bir müddet sonra çubuğu takip edebilmek için oturacaktır. Bu esnada clikerı kullanabilirsiniz. Yada elinize alacağınız bir parça yiyeceği köpeğin burnunun ucundan başlayıp hedef çubuğuyla yaptığınız gibi başının üzerinden arkaya doğru yavaşca götürürseniz köpek aynı şekilde oturacaktır.Yat davranışını öğretirkende aynı yöntemi kullanmalısınız. Köpeğin kendi isteği ile yatmasını sağlamak biraz daha zor olabilir. Köpeğiniz oturuken yiyeceği burnun önünde tutun, köpek koklamak için uzandığında elinizi aşağıya doğru indirin köpek yiyeceği takip edip kafasını yere doğru uzatmaya başlayacaktır, köpeğin kafası yere iyice yaklaştığı zaman elinizi yere paralel olarak köpeğin önüne doğru uzatın köpek bu sefer elinize ulaşmak için yere yatmak zorunda kalacaktır. Köpek yere yattığı an clickera basın ve yiyeceği verin. Bundan sonra yapacaklarınız yukarıda otur davranışı için anlatılanlar gibi olacaktır.CLIKER KULLANIRKEN ZAMANLAMAYA NASIL DİKKAT EDİLECEKClik sesi köpeğe, clickerın ilk kullanılmaya başlanmasından ileriki seviyelere kadar değişik zamanlamalarla verilir. Bu zamanlamalar yerinde yapılmazsa köpekde yanlış algılamalar yol açar.Cliker ilk defa köpeğe yüklenirken clik sesinden hemen sonra yiyecek (treat) verilir. Bu köpeğe click sesinin arkasından hemen yiyeceğin geleceğini öğretir. CLİK=YİYECEK(TREAT) köpek bunu öncelikle öğrenir. Bu öğretilirken clik sesinden sonra yiyecek çok az bir süre (2-3 saniye) sonra verilerek zamanlama ayarlanır.Eğitimin ileriki safhalarında clik sesi davranışın doğru uygulandığı anı ve bittiği anı belirtir. Köpek click sesini duyunca yaptığı davranışın doğru olduğunu ve sona erdiğini anlar/şartlanır ve yiyeceği almak için yaptığı davranışını bozarak elinize doğru yönelir. Örneğin "otur" davranışı öğretilirken köpeğin iki butu da yere değdiği an clik sesi verilir ve köpek bu sesi duyduğu an kalkar ve yiyeceği almak için size doğru gelir. Bir yerde clik sesi köpeğe "tamam istediğimi yaptın gel yiyeceğini al" demektir. Eğer burada köpek tam olarak oturmamışken clikera basarsanız köpeğin yarı şekilde oturmasını, bir yerde oturmayıp çömelmesini pekiştirmiş olursunuz ve bu işleme devam ettiğiniz ve cue eklediğiniz zaman her otur dediğinizde köpek tam olarak oturmadan sadece eğilip kalkar ve otur davranışını bu şekilde öğrenir. Bu gibi yanlış davranışları önlemek için zamanlamaya çok dikkat edilmeli köpek tamamen oturmadan clik sesi verilmemelidir.Yukarıda dediğim gibi köpek click sesini duyunca ondan istenilen davranışın sona erdiğini anladığından click sesinden sonra hemen kalkacaktır. Eğer köpekden oturma davranışını uzun olarak sürdürmesini istersek ona davranışın henüz bitmediğini, oturmasına devam etmesini belirtmemiz lazımdır. Yukarıda belirtildiği gibi otur davranışı iyice pekiştirildikten ve "otur" cue eklendikten sonra köpeğe "otur" komutu verilip oturtulur ve bu defa oturduğu an clikera basılmayıp 3-5 saniye beklenir. Köpek kalkmak için clik sesini beklediği için kalkmayacak ve sesin gelmesini bekliyecektir. Siz clikera bastıktan sonra kalkıp sizden yiyeceği alacaktır. Bu işlemleri yaparak artık köpeğe otur davranışının, oturur oturmaz kalkılmadan bir müddet beklendikten sonra biteceğini anlatmış olacaksınız. Burada cliker ile zamanlamayı değiştirerek davranışı daha değişik olarak köpeğe yaptırıyor olacaksınız. Otur davranışını uzun süreli olarak uygulamak için bu işlemleri yavaş yavaş zamanlamayı arttırarak uygulayabilirsiniz.Yukarıda otur davranışı için verilen bu örneği diğer davranışların bazılarında da uygulayabilirsiniz.Yavru köpeğin tuvalet alışkanlığını kazanması zaman alır. İki, üç aylık yavrudan tuvalet alışkanlığını kazanmasını kimse bekleyemez. Köpeğin tuvaletini nereye yapacağını öğrenmesi bazen altı aylık olana kadar, bazı ırklarda bundan da fazla sürebilir. Bazı kişiler İki, üç aylık yavruyu eve getirdikten sonra üç, beş günde tuvaletini öğrenmesini beklemektedirler. Bu imkansızdır. Köpeğin kasları güçlenmediğinden istese de tuvaletini tutamaz ve geldiği zaman yapmak zorundadır.Bebeklerin de yürümeye başladıktan sonra altları bezlenmektedir, onlarında tuvalet alışkanlığını kazanmaları için belli bir süreye ihtiyaçları vardır. Bana çok sayıda e-posta ile bu konuda soru gelmekte ve yeni yavru alanlar köpeğin tuvaletini öğrenemediğinden ve evdeki pislikden şikayetci olmaktadırlar. Yavru büyütürken bu pisliğe katlanılması gerekmektedir. Eğer köpeğin tuvaletini öğrenene kadar geçecek olan üç, beş ay içinde bunlara dayanamayacaksanız yavru köpek almamalısınız.Tuvalet eğitimi köpeğin muhtemelen sahibinden göreceği ilk eğitim olacaktır. Tuvalet eğitimine başlanmadan önce köpek sahibinin bilmesi ve daima göz önünde bulundurması gereken, köpek davranışlarını doğru olarak anlamak ve olayı köpeğin bakış açısından görmekdir. Köpek doğru ve yanlışı sadece tehlikeyi ve emniyeti öğrendiği zaman algılayabilir. Bir yerde köpek için doğru yada yanlış yoktur. Köpek kendisi için tehlikeli olarak bildiği şeylerden kendini sakınır, emniyetli olarak gördüklerini ise uygular. Köpeğe verilen ödüller, pozitif pekiştirmeler ona emniyeti; pozitif cezalandırmalar, negatif pekiştirmeler sakınması gerekenleri öğretir. Tuvalet eğitimi sırasında köpeğin tuvaletini yaptığı yer istenmeyen bir yer ise ve buraya tuvaletini yaparken yakalanmış ve cezalandırılmışsa bu yer onun için tehlikeli olarak algılanır. Bunun aksine tuvaletini yaptığı yer istenilen bir yer ise ve yaptığı anda ödüllendirilirse veya hiçbir ceza görmezse burası da onun için emniyetli bir yer olarak algılanır. Bunun yanında cezayı ve ödülü veren sahibin köpeğin tuvaletini yaptığı an yanında ve ona görünür olması veya olmaması köpeğin, sahibinin yokluğunda veya varlığında durumu emniyetli veya tehlikeli olarak algılamasına da yol açar. Bir kaç örnek vermek gerekirse köpek oda da tuvaletini yaparken yakalanıp cezalandırılırsa sahibinin yanında odaya tuvaletini yapmayı tehlikeli olarak algılayacaktır. Fakat sahibi oda da yokken yaparsa doğal olarak anında cezalandırılamayacağı için oda da sahibinin yokluğunda tuvaletini yapmayı emniyetli olarak algılayacak ve sahibinin yokluğunda tuvaletini yapmaya devam edecektir. Oda da sahibi varken gidip masanın altına veya koltuğun arkasına tuvaletini yapatığında ise sahibi tarafından görülmeyeceği için anında cezalandırılamıyacak, bu durumda da köpek oda da sahibi olsa bile masa altına ve koltuk arkasına tuvaletini yapmayı emniyetli olarak algılayacak ve yapmaya devam edecektir. Köpeğin tuvaletini yapmasını istediğimiz yer evin dışında ise her tuvaletini yaptığında ödüllendirilmesi ve bu davranışının pekiştirilmesi köpeğin dışarısını emniyetli olarak algılamasına neden olacaktır.Tuvalet eğitiminde başarılı olmanın şartı köpeği devamlı gözetim altında tutmak ve tuvaletini yapacağı an anında müdahale etmektir. Köpeğinizi tuvaletini yapmak için dışarı çıkardığınız zaman onunla oynamamanız, gezmeye başlamamanız gerekmektedir. Köpeğin çişini ve kakasını yapana kadar bekledikten ve yaptığı anda ödüllendirdikten sonra oyuna ve gezmeye başlamanız köpeğin yaptığı bu davranışın arkasından ödül, oyun ve gezinti geleceğini bilmesi, evin dışına yaptığı tuvaletinin pekiştirilmesine neden olacaktır. Eğer köpeği dışarı çıkardığınızda önce gezdirir ve oynar tuvaletini yaptıktan sonra da alıp eve götürürseniz, köpek dışarı tuvaletini yapmasını oyunun bittiği ve eve girilme zamanının geldiği olarak algılayacağından dışarıda yapılan bu davranış pozitif pekiştirilemiyecek, hatta negatif cezalandırmaya dönüşecek ve dolayısıyla her dışarı çıktığında tuvaletini yapmakta gecikecek belkide sizin bu süreyi beklemeyip köpeği içeri almanıza neden olacaktır.Yukarıda anlatılanlardan da anlaşılacağı gibi köpeğe tuvalet eğitimi verilirken her eğitimde olduğu gibi istenen davranışlar ödüllendirilip pekiştirilecek ve istenmeyen davranışlarda daha yapılmadan önlenecek veya görmezlikten gelinecektir.Köpeğin tuvaletini istenilen yerde yaptığı zaman ödüllendirilmez ise bu tuvalet eğitimi olmaktan çıkıp köpeği kendi başına bırakmak olur. Eğitimde mutlaka ödüllendirme (pekiştirme) olmalıdır.Köpeğe vereceğiniz tuvalet eğitiminde uyulması ve uygulanması gereken bazı yöntemler ve araçlar vardır. Bunların başında kafes eğitimi gelmektedir.KAFES EĞİTİMİKafes yöntemi tuvalet eğitiminde en etkililerinden biridir. Kafesin boyu köpeğin ırkına göre büyüdüğü zaman bile içinde rahatca yatabileceği bir boyda olmalıdır. Kafes ile tuvalet eğitiminde kafes köpeğe pozitif pekiştirme ile tanıtılmalı, köpeğin kafesi sevmesi sağlanmalı ve içine girmeye istekli hale getirilmelidir. Kafesin içine yumuşak bir bez, battaniye konulmalı ve köpeğin yatarken rahat etmesi sağlanmalıdır. Köpek ilk olarak kafesin yanına getirildiğinde kapısı açık bırakılmalı ve köpek kesinlikle içeri sahibi tarafından konulmamalıdır. Köpeğin sevdiği bir oyuncak köpeğe gösterilmeli ve sonrada bu oyuncak kafesten içeri atılarak köpeğin girip alması beklenmelidir. Köpek kafesten ürkebilir ve girmeyebilir. Bu durumda oyuncak sadece kafesin hemen kapısı önüne atılmalı ve oradan köpeğin alması beklenilmelidir. Daha sonra oyuncak yavaş yavaş daha içerilere atılıp köpeğin almasına olanak tanınmalıdır. Köpek oyuncağı almak için kafesin içine girmeye başladığı zaman köpeğin alışmış olduğu cesaretlendirici sözler söylenmeli, el içeri sokulup köpek sevilmelidir bu esnada köpek içeri girdiği zaman içeri atılacak ödül mamaları ile köpeğin içeri girmesi pekiştirilmelidir.Kafesin kapısı kesinlikle köpeğin üstüne kapatılmamalı ve bu işlemler köpek devamlı olarak kendi isteği ile kafesin içine girip çıkarak oynamaya devam edene kadar devam edilmelidir. Köpeğin mama vakti geldiğinde köpek gene bir oyuncak atılarak kafesin içersine gönderilmeli arkasından mama tası kafesin içersine, kapının yanına konmalı ve köpeğin kafes içindeyken mamasını yemesi sağlanmalıdır. Yemeğini bitiren köpek çağrılmalı ve dışarı çıktığında tuvaletini yapacağı yere götürülmelidir. Köpeğin yemeğini yedikten sonra içerde kalmasına ve buraya tuvaletini yapmasına kesinlikle müsade edilmemelidir. Bu şekilde köpek kafesi iyice tanıdıktan ve alıştıktan sonra kapısı köpek içeride iken kapatılabilir. Kafesin kapısı kapatılırken köpeğin gene içeri kendinin girmesi sağlanmalı ve yanında oyuncağının bulunması gerekmektedir. Köpeğin kapısı kapalı kafeste ilk defalar fazla kalmasına müsaade edilmemelidir. Sahibi kafesin yanında bulunmalı ve 3-5 dakika sonra kapıyı açmalıdır. Köpek dışarı çıkarsa bir müddet dışarıda oynayıp sonra tekrar köpeğin içeri girmesi sağlanmalı ve kapı tekrar kapanmalıdır. Bu işlemlere sık sık devam edilmeli ve köpeğin içeride kalma süresi yavaş yavaş arttırılmalıdır. Köpeği kafesin kapısı kapalı iken içerde kalmaya alıştırırken sahibi kafesin yanından ayrılmamalıdır. Köpeğin yaşı ne kadar küçükse, kafeste kalma süresi de ona göre az olmalıdır. Eğer 2 aylık kadar bir köpeğiniz varsa en fazla yarım saat kafeste bırakabilir ve zamanla bir saate kadar çıkarabilirsiniz. Önceleri her yarım saatte bir köpek dışarı çıkarılmalı ve tuvaletini yapmasına, oynamasına izin verilmelidir. Kafes gün içerisinde sahibinin devamlı görebileceği evin uygun bir yerinde olmalıdır. Örneğin mutfağa veya sık oturduğunuz bir odaya konabilir. Mutfak ve bu gibi bir odaya gün içinde sıklıkla gireceğiniz için köpeği kafes içinde izlemek rahat olacaktır. Kafesin geceleri sahibinin yattığı odaya alınması faydalıdır. Kafes içinde kalma sürelerine gecede uyulmalıdır. Fakat geceleri süreler daha uzun tutulabilir. Sabaha karşı erken uyanan köpek kafeste izlenmeli ufak seslerle mızmızlanmaya başladığı zaman kafesin yanına gidilmeli fakat hemen kapısı açılmamalıdır. Bir süre beklenmeli köpeğin sesini kestiği an kafes dışına alınmalıdır. İleride her ağladığı zaman kafesten alındığının farkına varan köpek bunu kafesten çıkmak için kullanabilir ve dışarı çıkmak istediğinde devamlı kafes içinde bağırabilir. Yavru köpek kafesine alışıp kendi kendine girip çıkmaya başladıktan sonra kafesin kapısı artık kapanmayıp kafesin etrafı çevrilerek kafes de içinde olmak şartı ile köpeğe bir alan bırakılmalıdır. Bu alan içersine de kafese en uzak olan yere gazete kağıdı konmalı, kafese yakın yere ise köpeğin mama ve su kabı konmalıdır. Köpek bir müddet sonra gazete kağıdına kaka ve çişini yaparken kafesi sadece yatmak için kullanmaya başlıyacaktır. Bu yöntem özellikle köpeği fazla izleyemeyenler için daha iyi bir yol olacaktır. Eğer kafesi çevreleyecek çit gibi bir şey bulmazsanız evdeki küçük bir odayı da kullanabilirsiniz.Bu odaya yukarıda tarif ettiğim gibi kafesi yere sereceğiniz gazeteden uzak bir yere koymanız gerekir ki yavru yattığı yer ile tuvaletin yapılacğı yeri ayırt edebilsin. Oda da yerlerde halı, kilim gibi herhangi birşey olmamalıdır. Köpekler genelde tuvaletini yumuşak bir yere yapmak ihtiyacındadırlar. Onun için yerde gazeteden başka birşey olmazsa gidip onun üzerine yapmak isteyecektir. Yurtdışında evcilhayvan mağazalarında bu iş için çimlendirilmiş topraklar satılmaktadır. Bu çim tuvalet eğitimi için daha elverişlidir. Eğer imkanınız varsa sizde bulacağınız uygun bir kaba çim ekip kullanabilirsiniz.KAFES EĞİTİMİNE ALTERNATİFLERKafesin mümkün olmadığı zamanlar başka alternatif metodlarda uygulanabilir. Bu durumda köpeğe kafes gibi içinde bulunduğu sürece rahat edeceği, içinde bulunmaktan hoşlanacağı kısıtlı bir alan hazırlanır. Bu kısıtlı alan kafes eğitiminde olduğu gibi bir işlev görecektir. Bu alanı evde yaratmak bir yerde sizin yaratıcılığınızada kalmıştır. Örneğin evde bulunan ve köpeğin üzerinden atlayıp geçemeyeceği büyüklükteki bavul ve çantalarla bu kısıtlı alanı yaratabilirsiniz. Köpeğin rahatca yatıp kalkabileceği, dönebileceği bir alan bırakacak şekilde bavulları duvarın kenarına bir dörtgen olacak şekilde yerleştirin.Altına aynı kafeste yaptığınız gibi rahat bir şeyler hazırlayın. Bu alanın bir köşesini sanki kapı gibi aralık bırakın. Bütün bu hazırlıklardan sonra uygulayacağınız işlemler yukarıda kafes metodunda anlattığımın aynısı olacaktır sadece kafes yerine bu hazırladığınız yeri kullanacaksınız. Ben bahçede bakacağım bir köpeğime tuvalet eğtimini evin giriş holünde odunlarla hazırladığım ve önüne de kontrplak bir plakadan kapı koyduğum bir alanda vermiştim. Kafes eğitiminde bebekler(insanlar) için olan parklarıda kullanabilirsiniz. Yalnız burada dikkat etmeniz gereken parkın parmaklık aralarının fazla geniş olup köpeğin çıkmak için boynunu bu parmaklıklara kıstırmamasıdır. Ayrıca bu park ahşap ise ağacı kemirmemesine de dikkat edilmelidir. Bebek parklarının yapısında köpekler için yapılmış büyük üstü açık tel kafeslerde vardır bunlarıda kullanmak başka bir seçenek olabilir.Bunlardan hiç birini yapmanız mümkün değilse mutfak veya banyo gibi bir yeride kafes niyetine kullanabilirsiniz. Bu iş için mutfak en uygunlarından biridir.Mutfağın veya banyonun bir kısmına yukarıda anlattığım gibi köpeğin rahatca yatacağı yumuşak bir yer hazırlayın bu yer mutfak veya banyonun bir köşesinde az gidilen bir yerde olursa ve önüde bir dolap veya yukarıda anlattığım gibi bir çanta vs. ile köpeğin geçmemesi için kapatılabilirse daha iyi olur. Köpek bu alanlara yukarıda kafes metodunda anlatıldığı şekilde alıştırılmalıdır. Bu gibi yerlerde köpeğin yattığı yere yakın bir gazete açılarak serilirse ve köpek tuvaletini yapacağı zaman alınıp bu gazetenin üzerine konulursa kısa zamanda tuvaletini buraya yapmasını öğrenir. Gazete köpeğin yattığı yere çok yakın olmamalı, bu nedenle tuvaletini yattığı yere yapıyormuş gibi algılamamalıdır.Köpek kafeste veya sonradan hazırlanmış bu tür alanlarda geçirdiği süre içinde kendini oyalayabilmeli ve bu yerlere kendi isteğiyle, hoşlandığı için girmelidir. Bunu sağlamakda sizin sabrınız ve pozitif pekiştirme ile olabilir.CEZALANDIRMACeza istenmeyen davranışı yok etmez. İstenmeyen davranışı; ödülün kaldırılması veya söndürme (extinction) dediğimiz davranışın pekiştirilmemesi sonucu yavaş yavaş unutulması ve yapılmaması yok eder. Ceza istenmeyen bir davranış için uygulandığı zaman geçici bir süre için o davranışı durdurur fakat uzun süreli bir etkisi yoktur.Köpek kısa sürede cezayı verenin yanında cezalandırıldığı davranışı yapmamayı öğrenip cezayı verenin yokluğunda aynı davranışı yapmaya devam etmeyi öğrenecektir. Tuvalet eğitiminde köpeğin evde yalnız olduğu zamanda tuvaletini yapmamasını istediğimizden ceza bu durumda eğitime bir yarar getirmeyecektir.Sahibi köpeği eğitirken mümkün olduğu kadar köpeğine iyi adam olarak görünmelidir. Cezanın uygulanması bunu engelleyecektir. Tuvalet eğitiminde köpeğin tuvaletini istenilen yerlere yaptığı zaman yeteri kadar ödüllendirip bu davranışı pekiştirilerek, davranış bu alanlarda güçlendirildikten sonra ev içinde yasaklı yerde tam zamanında yakalanan köpek tuvaletini yapmadan engellenmelidir.Bu köpeğe ceza vererek yapılmamalıdır. Yani köpeğinize vurmayın, bağırmayın, azarlamayın sadece köpeğinizi eğer istemediğiniz bir yerde tuvletini yapmaya teşebbüs ederken gördüyseniz onu korkutmadan el çırparak veya köpeğin dikkatini çekecek bir ses çıkararak engellemeye çalışın eğer bunu başarmışsanız ve köpek tuvaletini yapmayı bırakmışsa hemen köpeği bu yerden alarak tuvletini yapması gereke yere götürünüz ve orada yaptığı zaman sevip ödüllendirin. Köpek tuvaletini yapmadan tam yaparken engellenmelidir. Bu zamanlamay çok dikkat edilmelidir. Tuvaletini yapacak köpek eğilerek, biraz da bacaklarını açarak pozisyon alır, tam bu pozisyonda daha tuvaletini yapmamışken engelleyebilirseniz başarılı olursunuz. Köpek tuvaletini yapmaya başladıktan sonra yapcaklarınız etkili olmaz bundan sonra köpeğe mudahale etmek gereksizdir.TUVALET EĞİTİMİNDE CLICKER KULLANMAKCliker yüklenmiş bir köpeği clikerı kullanarak istediğiniz davranışlarını pekiştirebilir, işinizi kolaylaştırabilirsiniz.Köpek dışarıda istenilen yere çiş veya kakasını yaparken bittiği an clikera basıp ardından yiyeceği verilerek davranışı pekiştirilir. Ev içinde eğer kafes kullanılıyorsa köpeğin kafese alıştırılma aşamasında cliker yararlı olacaktır. Yukarıda anlatıldığı gibi köpeği kafesin içine girmesi için zorlamayın kafesin içerisine atılacak bir oyuncağı takip eden köpek kafesin içine girdiği an clikera basın clikerın sesini duyan köpek yiyeceği bekliyeceğinden arkasından elinizi kafese uzatarak yiyeceğini verin. Bu işlemi defalarca yaptıktan sonra köpek yiyecek almak için kafesin içine kendide girip çıkmaya başlıyacaktır her girişinde clikera basıp yiyeceği verilmelidir. Köpek davranışı yeteri kadar uygulayıp otomatikleştikten sonra artık buna bir cue "yerine" ekleyebilirsiniz. Köpek içeri girmek için kafese doğru giderken tam kafesin önüne geldiği zaman "yerine" denilip içeri girdiği an clikera basılıp yiyeceği verilmelidir. Bu işlemlerde yeteri kadar tekrar edilirse köpek kafesin yanındayken "yerine" denildiği zaman içeri girdiği görülür. Bu durumdada köpek içeri girdiğinde clikera basıp yiyeceği verin. Köpek yiyeceği almak için clik sesinden sonra kafesten çıkmak isteyecek, sizin elinizi arayacaktır.Buna davranış iyice yer edene kadar devam edin. Daha sonra içerde kalış süresini uzatmak için "yerine" dedikten ve köpek içeri girdikten sonra clikera hemen basmayıp 3-5 saniye bekleyin köpekde içeride davranışın bitmesi için clik sesini bekleyecektir. Clikera bastıktan sonra tekrar yiyeceği vererek bu şekilde yaptıklarınıza devam edin ve giderek clickera basma süresini yavaş yavaş uzatın.Sahibi sabah işe gidip akşam eve gelen ve gün boyunca evde yalnız kalan bir yavru köpeğe tuvalet eğitimi vermek oldukça güçtür. Hatta bazı durumlarda imkansızdır. Böyle yavruların eğitimleri güçleşir ve çok uzun zaman alır. Devamlı gözetim altında bulundurulamayan yavrulara tuvalet eğitimi verilmesi yukarıda anlatıldığı gibi köpeğin yanlış yerlere tuvaletini yapması engellenemeyeceğinden zordur.Kendini başkasının yerine koyabilme yeteneğine sahip insanlar, hem insan ilişkilerinde hem de köpeklerle olan ilişkilerinde daha başarılı olabilirler. Köpekte bir canlı olduğuna, psikolojisi olduğuna, çeşitli ruh hallerine girdiğine göre sahibi de ona karşı olan davranışlarında olayları köpeğin bakış açısından görmelidir. Fakat köpek sahipleri zaman zaman köpeklerinin kapasitelerini ve onlarında insanlarla aynı ihtiyaçları olduğunu unutmaktadır. Acaba köpek sahipleri,-Uzun yolculuklarında tuvalet ihtiyaçları olduğunda ve yol boyunca tuvalet bulamadıkları zaman çektikleri sıkıntıyı hatırlasalar sabah evde terkedip gittikleri köpeklerinin akşama kadar dayanamayıp eve tuvaletini yaptığında kızarlarmıydı.-Yazın kavurucu sıcağında bardak bardak su içerken, susuz bir adım atamazken köpeklerinin önüne su koymayı unuturlarmıydı.-Yazın plajda çıplak ayakla kızgın kumlar üzerinde yürüyemediklerini, şapkasız güneş altında gezemediklerini hatırlasalar günün sıcak saatlerinde köpeklerini kızgın kaldırımların üzerinde, tüyleri bir numara kesilmiş halde gezdirirmiydiler.-İlköğretim çağlarında kulaklarını çeken, cetvelle ellerine vuran öğretmenlerinden korktuklarını, çekindiklerini hatırlasalar köpeklerine boğma tasmalar takar veya onlara vururlarmıydı.Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür. Köpek eğitmeye kalkan bir kişi köpeğinin herşeyi yapabileceğini düşünmemelidir. Köpeklerinde bireylere göre farklılık gösterebilecek bir kapasiteleri vardır. Okul çağlarında bazı arkadaşlarınızın, bazı derslerde sizden daha başarılı olduğu aklınıza gelmeli, bazı insanların bazı konularda yeteneklerinin olmadığıda hatırlanmalıdır. Aynı konuda değişik öğretmenlerden ders alan öğrencilerinde değişik başarılar kazandığı unutulmamalıdır. Aynı düşünceyi köpeklerimiz içinde göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Köpeğinize birşey öğretmekte güçlük çektiğinizde acaba okulda bazı dersleri öğrenmekte karşılaştığınız zorluklar köpeğinizinde başına geliyormu? yada değişik öğretmenlerden ders alan öğreniclerin değişik başarılar kazandığı gibi sizin ona verdiğiniz eğitimi bir başkasından alsa aynı davranışları sergileyecek mi? Ne zaman ki kendinizi başkalarının ve köpeğinizin yerine koyma yeteneğini kazanırsınız, köpek davranışları üzerine kendinizi eğitirsiniz ve bilgi sahibi olursunuz, Dünyayı köpeğin gözünden görmeye başlarsınız, köpeğiniz ile aranızdaki iletişim gelişir, köpeğinizin ve sizin hayatınız kolaylaşır. İnsanlarda olmayan pek çok meziyeti üstünde toplayan bu hayvanları anlamaya çalışmak, onların aramızda insanca muamele görmesini sağlamak hepimizin insani bir vazifesi olmalıdır.
Makale

KÖPEK PSİKOLOJİSİ


KÖPEK PSİKOLOJİSİ
Köpek Davranışları KÖPEĞİNİZ NE DEMEK İSTİYOR?Köpekler de insanlar gibi davranışlarıyla belirli şeyleri ifade etmek isterler. Bu davranışlardan bazılarını inceleyelim:

1. İstenmeyen maddelerin yenilmesi veya çiğnenip kemirilmesiYavru köpek için araştırma veya inceleme duygusunun yansıması olması bakımından normal kabul edilebilir. Çiğneme eylemi köpek için oldukça zevk vericidir. Diş çıkarma döneminde kaşıntı nedeniyle birçok köpeğin kaşıntıyı yenmek amacıyla bu tür davranışlar gösterdiği bilinmektedir. Köpek sert cisimleri kemirerek veya çiğneyerek kendi kendini bir nevi tedavi ederek diş taşlarını temizler. Köpeğin hayatı boyunca ağzında hep bir şeyler vardır. Bir şeyleri çiğner, kemirir. Ancak bu davranış köpeğiniz için zararlı olabilecek yabancı cisimleri kemirme veya çiğneme noktasına doğru kayıyorsa veya kemirme alışkanlık halini alıyorsa durum tehlike arz etmektedir. Köpeğin istemediğiniz şeyleri kemirmesini önlemenin tek yolu o cismi ondan uzak tutmaktır. Köpeğiniz istenilen cisimleri çiğniyorsa onu övmeli ve mükâfatlandırmalısınız. Ancak unutulmamalıdır ki, mükâfatlandırmanın en güzel yolu köpeğinize sevdiği yiyecekleri vermek değildir. Onu sevmenizi ve okşamanızı gıdaya tercih edeceğini unutmayın.

Çiğneme bazen bir hastalık durumunu ifade edebilir. Gevşeyen dişler, diş eti yangıları bunun nedeni olabilir. Köpeğin istenmeyen maddeleri yemesi veya yalaması bir eksikliğinin (vitamin-mineral-izelement) göstergesi olabilir.

2.Toprağı Kazma Prof. Dr. Tamer Dodurka (İst. Üniv. Vet. Fak.) Köpek Psikolojisi adlı eserinde belirttiği üzere bu davranış köpeğe atalarından kalmıştır. Temelinde sığınak hazırlama içgüdüsü yatmaktadır. Öte yandan yiyeceğini saklama veya oyun oynama dürtüleri de bu davranışın temelinde rol oynamaktadır. Bu içgüdüsel davranışı evde halı üzerinde deneyen köpeklerde vardır. Gebe köpeklerinde yavrularının emniyetini sağlamak için çukur kazdıkları sık gözlenen bir davranış biçimidir. Tembellikten sıkılan bir köpekte bu davranışa eğilim artmıştır. Arttırılan idman ve gezintilerle rahatlıkla önüne geçilebilir.

3.Kuyruk Sallama Kuyruk sallama bir iletişim biçimidir. Dostça veya düşmanca bir köpek kuyruk sallayabilir. Bu bir hayvana, bir böceğe veya bir insana karşıda olabilir. Ancak cansız nesnelere karşı bu davranış sergilenmez. Hafifçe sallanan kuyruk dostluk ifadesidir. Öte yandan telaşı da ifade edebilir. Ancak sert hareketlerle ve yukarıda tutularak sallanan kuyruk tehdit anlamına gelir. Kuyruğun kıstırılması korkunun bir ifadesidir. Bu şekilde hayvan genital organlarını koruma altına almaktadır.

4.Yalama Yalanarak kendi tüy bakımını yapabilir. Yaraları yalayarak iyileşmeyi hızlandırabilir. Anneler yalayarak yavrularının tımarını yaparlar. Sürekli ve şiddetli yalama sık görülmeyen bir bozukluğun ifadesidir. Öte yandan köpekler güven duydukları insanların ellerini yalarlar. Bu hareket bir sevgi gösterisi olarak yorumlanabilir.

5.Yavru yeme Yamyamlık karın doyurmak için yapılan bir davranış değildir. Annelik duyguları en az insanlar kadar gelişmiş köpeklerde (istisnalar unutulmamalıdır) bu davranış hayvanın içgüdüleri ile ilgilidir. Zayıf yavrular yenebilir. Bu sürünün kalitesinin devamını sağlar. Bakılabileceğinden çok yavru doğmuşsa fazla ve zayıf olan yavru yenebilir. İstenmeyen gebelikten doğmuş yavrular yenebilir.

6.Dışkı Yeme (Koprofaji) Anne köpek hijyeni sağlamak açısından yavrulara ait dışkıları yer. Bu yararlı bir davranıştır. Ayrıca bundan kendiside faydalanmaktadır. Kapalı bir alanda tutulan ve bu ortama dışkılamak zorunda kalan köpeklerde koprofaji daha sık görülür. Dışkıdaki sindirilmemiş gıdalar köpekler için oldukça çekicidir. Dışkı yiyen bir köpek sahibince azarlanırsa bu davranışın ilgi çektiğini düşünerek bunu alışkanlık haline getirebilir. Yetersiz besleme durumları da koprofaji için predispozan bir nedendir. Besleme durumları düzeltilmelidir. Dışkının ortamdan uzaklaştırılması çoğu zaman olguyu önlemede yetersiz kalabilir. Dışkı üzerine hayvana itici gelecek kokulu maddeler dökülebilir (karabiber gibi).

7.İşeme Evde yalnız kalınca işeyen köpek ezik köpektir. İşeyen köpeğe bağırılırsa ters etki yapar ve olay büyür. Yalnız kalan hayvanların daha çok sahibinin elbiselerine veya yatağına işemektedir. Çünkü buralar köpeğe yalnızlığını unutturan sahibinin kokusunu içermektedir. 8.Burun üstünün yalanması Koku analizinde önemi olan bu bölgenin nemli kalması köpeğin daha iyi koku almasını sağlar. Vücut ısısı artan köpeğin burun üstü kuruduğu için iştahı olsa bile yemeği red edebilir.

9.Köpeğin karın üstü yatması Soğuk zeminde uzun süreli yatma karın bölgesinde şekillenmiş bir ağrıyı, gastroenteritisi gösterebilir.

10.Kedi Kovalama Bu köpek için bir oyundur. Ufak yapısı, hoplayıp zıplaması köpeği tahrik etmektedir. Komşunun kedisini kovalayabilen bir köpek evin kedisini kovalamayabilir ve hatta onunla beraber yatıp uyuyabilir.

11.Köpek Havlaması Köpekler hırlayıp havlayarak kendilerinin anlatırlar. Farklı havlama tonları onun isteklerini açığa vurabilir. Havlaması öfke belirtisi değildir. Sahibini çağırmak, oyuna davet etmek içinde havlayacakları unutulmamalıdır. Köpek hoplayıp zıplıyor, başını kaldırıp size bakıyorsa bu oyuna davetin bir işaretidir. Köpeğin sırt üstü yatıp sahibine karnını dönmesi, köpeğin sahibine teslimiyetinin bir işaretidir. Köpeklerin istenmeyen davranışları sahipleri için büyük sorunlar doğurabilir. Önlenemeyen saldırganlık normal yaşantıda köpek sahibi için bir problemdir. Köpekler çevresine zarar verebilir. Bu tip köpeklerin koruyucu maske ile dolaştırılması, toplum içerisine çıkarılması hayvan sahibinin temel sorumluluğu olmalıdır. Öyle köpekler vardır ki hiçbir kötü belirti göstermezler, sempatik görünürler ve bu şekilde tek gayesi karşısındakini gafil avlamak olan hedefine ulaşmayı amaçlar.Isırma iyi bir eğitimle önlenebilir. Kazara meydana gelen ısırmaların çoğu savunma amaçlıdır. Örneğin Veteriner Hekim aşı vururken onu ısırma eğilimine giren bir köpek. Tanınmayan köpeğe yanaşılmamalı, tedbirli olunmalıdır.Evden kaçma, genellikle yavru köpeklerin nasılsa yakınlardayım, çabuk dönerim düşüncesiyle istemsiz olarak sergiledikleri bir davranıştır. Yetişkinler ise iyi eğitim almamış olmaları nedeniyle kaçma eğilimine girebilirler. Fazla gürültü, evdeki birçok modern eşya (elektrik süpürgesi, TV v.b.) köpeğinizi gürültücü bir köpek haline dönüştürebilir. Aşırı havlayan bir köpeği bu huyundan vazgeçirmek için onu yalnız başına bir oda da bırakmak gerektiğini bildiren yayınlar vardır. Ancak gerçek çözüm daha yavruyken köpeğinizin korkuya aşırı tepki vermesini önlemek, fobi oluşmadan önünü kesmek her zaman daha iyi bir seçimdir. Çiş yapma, köpekler kendi varlıklarını belirtmek ve alan sahipliğini kanıtlamak için seçtikleri belli bölgelere çişlerini yapabilmektedir. Bu huy eğitimle önlenebilir.

KÖPEĞİN VÜCUT DİLİNİ KEŞFEDİNKonuşma her zaman yalnızca insanlara özgü bir özellik olarak görülmüştür. Descartes konuşma yeteneğini zekanın bir kanıtı olarak değerlendirirken, insan olmayan tüm canlıların zekasını inkar etmiştir.Yetmişli yıllarda Descartes'in bu görüşüne ağır bir darbe vuruldu.Beatrix ve Allen Gardner adlı psikologlar, şempanzeler sayesinde bilimsel bir başarı elde ettiler.Şempanzelere konuşmayı öğretebilmek için,pek çok deneyin yapılmış olduğunu biliyorlardı.Ancak bu deneylerin en başarılısı bile,şempanzelerin en fazla dört kelimeden oluşan son derece ilkel bir kelime haznesi elde etmelerini sağlayabilmişti.Ancak çoğu yüksek seviyeli hayvanlar hiç bir şekilde dillerini,dudaklarını,damaklarını ve ses tellerini kontrol edemezler ve böylece de Gardner çifti,hayvanların belki farklı bir şekilde konuşmayı öğrenebileceklerini düşündüler.Bunun üzerine şempanzelere sağır-dilsiz işaretlerini öğrettiler.Birinci şempanze 150 işareti öğrendi,basit cümleler kurabiliyor,gramer kurallarını uygulayabiliyor ve yeni düşünceleri bir araya getirebiliyordu.Konuşma sadece sözcüklerle düşüncelerini ifade etmek değildir. Toplumun diğer bireyleri ile iletişim kurabilmektir. Bu yeteneğe de tüm yüksek seviyeli hayvanlar sahiptir. Küçük bir çocuk ilk kez adı söylendiğinde dönüp baktığı andan itibaren, çocuğun konuşma yeteneğine sahip olduğu kabul edilir.Gerçi çocuk ilk sözcüklerini belki ancak on iki aylık olunca söylemeye başlayacak,ama psikologlara göre,ağlama,mırıldanma ve diğer sesler de bir iletişim aracıdır,çünkü sevinç,hoşnutsuzluk ve çocuğun bazı gereksinimleri aktarmaktadırlar.Seslerin dışında psikologlar mimikleri de konuşma unsurları olarak kabul ederler,örneğin ilginç bir şeyi eli ile göstermek,birisi giderken el sallamak veya kollarını kaldırarak kucağa alınmak istediğini göstermek gibi. Çoçuk "bana elini ver" denildiğinde doğru bir şekilde hareket ederse,çocuğun konuşma yeteneğine sahip olduğunu kabul ediyoruz.O halde köpeğin "elini ver" komutu üzerine patisini uzatması da aynı şekilde konuşma yeteneğidir.Şüphesiz ki doğada var olan her çeşit yaratık kendi aralarında iletişim kurmaktadırlar. Hayvanlar bu iletişim için vücut hareketleri ile ve aslında onlar için anlamlı fakat bir bakışta bizim için anlamsız gelen, ses, koku ve vücut hareketleri ile iletişim kurarlar.Doğadaki hayvanlar arası iletişimi ortaya koymak için çok sayıda örnek vermek mümkündür. Karıncalar birbirinin anteni tabir ettiğimiz bölgeye dokunarak, arılar bir takım danslar yaparak iletişim kurarlar. Doğan her yavru annenin kokusunu ve sesini,annede kendi yavrusunun sesini ve kokusunu diğer yavrulardan ve sürü üyelerinden kolaylıkla ayırt edebilir.Yine hayvanlar kendilerine özgü kamuflaj yetenekleri ile de iletişim kurmaktadırlar, daha doğrusu kendilerini korumaktadırlar. Bukalemunların bulunduğu ortama göre renklerini değiştirmeleri, kelebeğin üzerinde bulunan beneklerin avcıyı şaşırtması gibi.İnsanlar ve köpekler birlikte uzun bir tarihçeyi paylaşmaktadır. Atalarımız onlarla birlikte avlandılar, onlarla birlikte oynadılar ve yüzyıllardır birlikte yaşamı paylaştılar.Ancak köpek ve bizler iki farklı tür olarak dünyayı paylaşmaktayız ve ayrı dilleri konuşmaktayız. Köpekler her ne kadar bizim gibi harfler ve sözcükler ile konuşmasalar da onlarında size ve kendi arkadaşlarına anlatacakları vardır..Bu anlatımlar ise yukarıda saydığımız diğer hayvanlar arasında en geniş iletişimleri ve kuralları içermektedir. Köpekler aynen ataları kurtlar gibi iletişim kurarlar ve kendilerini ifade ederler. Siz farkında olmasanız bile köpeğiniz sizin vücut dilinizi anlamaktadır, köpeğinize karşı bulunmadığınız bir öfke veya sevgi esnasında köpeğinizin bu davranışınıza karşılık verdiğini görürsünüz. Örneğin çocuğunuza veya eşinize sarıldığınız anda köpeğiniz hemen yanınıza gelir, öfkelendiğinizde ise köpeğin ortada olmadığını görürsünüz. Ya da kötü niyetli bir kişinin size saldırısı anında köpeğinizin de sizinle birlikte savaştığını görürsünüz.

Uzmanlar, köpeklerin şu üç konuda kendilerini ifade ettiklerini söylüyorlar, 1. Duygusal durumları. 2. Toplumsal İlişkileri. 3. İstek ve Arzuları. Şimdi köpeğin vücut dilini okuyarak aslında bize ne anlatmak istediklerini açıklayalım... Oyun Oynamak İstiyorum:Oyun oynamak isteyen köpek doğal olarak mutludur. Kendini rahat hisseder. Ağzı açıktır ve mutlu bir ifade ile gözlerinizin içine bakar,siz oyuna davet etmek için birkaç kez havlar.Bu arada kendini olabildiği kadar şirin gösterme uğraşı içindedir.Çevrenizde koşar veya daireler çizer,kulaklarını indirir ve kaldırır.Size yaklaşır gibi yapar ama birden yanınızdan kaçar, burada sizi oyuna davet etmek istediğini ve bir yöne doğru çekmek istediği apaçık ortadadır.Bu arada yine kendini şirin göstermek istediği ve mutlu olduğu için yerde sırt sütü yatar ve yuvarlanır,bunları yaparken bir gözü sizi izler.Oyun oynamak istediğini anlatmak için en çok kullandığı hareket ise,ön ellerini uzatarak göğsünü yere değdirmesi ve kuyruğunu heyecanlı bir şekilde sallayarak gözleriniz içine bakmasıdır.Bu an içinde köpek üzerinize atlayabilir ve sizi oturduğunuz veya yattığınız yerden kaldırmak için çaba gösterir.Bazen açık arazilerde köpek av takibi yapar gibi çimlerin üzerine yatar ve kafasını eğerek sizi izler.Bu anda sizden oyuna katılmak için hareket beklemektedir.Siz bu harekete aynen cevap verdiğinizde, yani vücudunuzu eğerek hatta çömelerek yavaş yavaş köpeğinize doğru yaklaştığınızda kendinizi hızlı bir koşuşturmacanın içinde bulabilirsiniz.Eğer oyun oynamak istemiyorsanız ki bu köpeğin sevimli hareketleri karşısında çok güçtür. Köpeğiniz ile göz temasında kaçının ve köpeğinize arkanızı dönün yada başınızı çevirin. Ancak köpeğinizin kendine başka bir oyun aracı bulacağından emin olabilirsiniz. Hoşgeldin:Pek çok kişi akşam eve geldiğinde karşısında ilk gördüğü şey kendisine bol miktarda sevgisini sunmak için hazır bekleyen köpeğidir.Köpek sahibini gördüğü zaman heyecanlanmaktadır.Kuyruğunu normal pozisyonda hızlı olarak sallar,ağzı açıktır bu onun rahat olduğunu gösterir.Sahibinin üzerine atlamaya ve onu yalamaya çalışır.Kendisini bir tehdit olarak göstermez,hatta sahibinin kendisinden üstün olduğunu göstermek için yere sırt üstü veya yan yatarak af diler,bu arada tuvaletini kaçırabilir.Aslında şu an yaptığı hareketler bir içgüdüdür ve aynen kurt sürüsündeki yavruların hareketlerini uygulamaktadır.Kurt yavruları aç olarak inde beklerken aile bireyleri avlanmaya çıkarlar.Av sonrası ise yediklerini aç yavrularına kusarlar ve yavrular karınlarını doyurur.İşte eve geldiğimizde köpeğin bize aşırı sevgi göstermesi bu nedenledir.Küçük bir çocuk ilk kez adı söylendiğinde dönüp baktığı andan itibaren, çocuğun konuşma yeteneğine sahip olduğu kabul edilir.Gerçi çocuk ilk sözcüklerini belki ancak on iki aylık olunca söylemeye başlayacak,ama psikologlara göre,ağlama,mırıldanma ve diğer sesler de bir iletişim aracıdır,çünkü sevinç,hoşnutsuzluk ve çocuğun bazı gereksinimleri aktarmaktadırlar.Seslerin dışında psikologlar mimikleri de konuşma unsurları olarak kabul ederler,örneğin ilginç bir şeyi eli ile göstermek,birisi giderken el sallamak veya kollarını kaldırarak kucağa alınmak istediğini göstermek gibi. Çoçuk "bana elini ver" denildiğinde doğru bir şekilde hareket ederse,çocuğun konuşma yeteneğine sahip olduğunu kabul ediyoruz.O halde köpeğin "elini ver" komutu üzerine patisini uzatması da aynı şekilde konuşma yeteneğidir.Dikkatli ve Heyecanlıyım:Dikkatli ve heyecan içinde olan köpek bir bakıma av köpeğinin ferma duruşunu yapar şekildedir. Kulaklarını tam olarak dik tutar ve sesin geldiği yöne çevirerek kaynağı bulmaya çalışır, kuyruğunu normal pozisyonun üzerine çıkartır ve minimum harekette tutar. Köpek hareketsizdir ve vücudunu öne doğru gerer. Ağzı açıktır. Eğer tam olarak anlayamadığı bir tanı var ise ağzını kapalı tutar.Endişeliyim ve Biraz Korkuyorum:Bu durumda ise köpek kuyruğunu bacakları arasına almıştır. Göz temasında kaçınır, başını başka bir yöne çevirir ve eğebilir. Kulaklarını dik tutmaya çalışır ama sanki askıda duruyor gibidirler.Korkuyorum:Korku içindeki köpek kulaklarını tamamen geriye yatırır, kuyruğunu bacakları arasına iyice sıkıştırır, titremeye başlar, ağzı sıkı şekilde kapalıdır. Bu arada tuvaletini kaçırabilir, anal bezlerinden koku salgılar ve kalçasını aşağı indirir.Acıklı şekilde inler.

Senden Üstünüm: Kendini diğer bir üyeden üstün gören köpek kendine güven içinde diğer üyeye yaklaşır. Vücudunu olabildiği kadar yüksek tutar, kulakları ve kuyruğu diktir. Diğer üyeden geniş ve büyük görünmek için sırtındaki tüylerin bir kısmını dikleştirir. Bu esnada hırlar ve gerekli gördüğü yerde dişlerini gösterir. Diğer üyenin üzerine atlar hatta üzerine oturmaya çalışır. Kavgaya girebilir.Senden Üstünüm ve Seni Tehdit Ediyorum, Saldırmaya Hazırım: Bu durumdaki bir köpeğin yüz ifadesi korkunç bir hal almıştır. Köpek hırlar ve dişlerini gösterir. Baskın olduğunu ve korkmadığını anlatmak için kulaklarını ve kuyruğunu dik tutar. Yine sırtındaki tüylerini dikleştirir. Vücudu gergin ve her an atılmaya hazırdır.Korkunç şekilde hırlar.Bu davranışı gösteren köpek saldırı anında bütün gücünü kullanır ve geri çekilmez.Savaşını korkunç bir şekilde sürdürür,çünkü karşısındaki tehditten korkmamaktadır.Biraz korku içindeyim Ama Seni Tehdit Ediyorum:Bu durum içinde ise köpek yine dişlerini gösterir, hırlar, kuyruğunu yer ile paralel tutar, tüylerini dikleştirir. Ancak tehdit karşısında kendini üstün hissetmediği için kulaklarını yatırır.Köpek hem savaşmaya hem de kaçmaya hazırdır.Kendini çok zor durumda hissettiği zaman ısırır.Isırışları sadece ön köpek dişleri ile olur, seri olarak küçük ısırışlar yapar ve geri çekilir.bu durumdaki köpeğin saldırganlığı" korkak saldırganlık " olarak adlandırılır.Hakimiyetini Kabul Ediyorum: Kendisinden güçlü diğer bir üyenin emri altına giren köpek, bu üyenin karşısında sırt üstü yere yatar, kendini üyeye teslim eder, yerde yuvarlanır, diğer üyenin ağzını yalar ve saldırganlık göstermez. Bu anlarda kendini acındıracak şekilde inler.Rahatım: Kendini rahat hisseden köpeğin, kulakları dik, kuyruğu normal pozisyondadır ya da bel hizasında rahatça sallar, ağzı açıktır ve kendinden emin davranışlar sergiler.Köpeğin El Vermesi: Bazı köpeklerin eğitilmediği halde bile size elini vererek tokalaştığını görürsünüz. Köpeğin bu hareketi de içgüdüdür. Küçük yavrular anneden meme emerken sütün gelmesi için ön elleri ile meme çevresine baskı yaparlar ve böylece kolayca süt içerler. İşte köpeğin el vermesi de bu olayın devamıdır ve aslında sizden bu yöntemle bir şeyler istemektedir. Sevginizi eksik etmeyerek köpeği okşamanız iyi bir ödüldür. Ayrıca köpeğin otururken bir elini hafifçe kaldırması ise köpeğin stres içinde olduğunu ve biraz korktuğunu gösterir.Köpeğin Uluması:Ulumak sürünün toplanmasına ve birlikte yapılacak bir harekat için hazırlanmasına yarar. Kurtlar çoğunlukla akşamları ve sabahın erken saatlerinde, birlikte ava çıkmadan önce ulurlar. Köpek ise uluyarak sürüyü toplama isteğini çok az duyar çünkü yemeği her zaman kendisine sunulur.Ancak televizyon icat olmadan önce aile bireyleri akşamları biraraya gelip birlikte şarkı söylediklerinde bazı köpekler bu müzikal sesleri herhalde yanlış anlayıp ailelerin "toplanmak" için uluduğunu düşündü ve büyük bir heyecan ile av çağrısına katıldılar ve birlikte "uluma konseri" ne başladılar. Kurdun geriye attığı kafası ile birlikte uluduğu görülür. Belki de kurt bize o anki ruh durumunu hakkında bilgi veriyor ve kurt herhalde yabancı sürülere meydan okuyarak bulunduğu bölgenin sahibi olduğunu ve gerekirse savunulacağını bildiriyor. Köpeğin uluması ise daha çok yalnız kalması ile ilgilidir.Bu ayrılık uluması kurtların sürü uluması ile aynı anlamı taşır.Yani şunu demekteler "Biz buradayız...Sen neredesin? Buraya gel" Değişik bir durumda çiftleşmek isteyen erkek köpeğin durumudur. Çiftleşme dönemindeki dişinin kokusunu alan ancak ona ulaşamayan erkek köpeklerinde uludukları görülmüştür. Köpeğin Havlaması: Köpek seslerinde dikkat edilmesi gereken birkaç önemli boyut vardır. İlk başta sesin yüksekliği gelir.Köpek havladığında,derin bir ses çoğunlukla öfke ve olası saldırganlığın işaretidir,ama ince tiz bir ses korku ve acıyı dile getirir,daha az tiz olduklarında zevk ve oyunculuğu gösterir.İnsanların dilinde de aynı farklılıklar gözlemlenir.Bir insan öfkeli olduğunda sesi genellikle kalınlaşır,korktuğunda tiz olur.Bizim de sesimiz,örneğin küçük çocuklar veya bebeklerle konuştuğumuzda yumuşar ve oyunculuk ifade eder.Kelimeler tıpatıp aynı olsa dahi,bir kişinin biriyle mi,yoksa bir bebekle mi konuştuğunu anlamak mümkündür.Farklılıklar yalnızca ses düzeyinde ve ses tonunda kendini gösteriyor.Köpek seslerindeki ikincil boyut, sesin sıklığı ve tekrarlanma hızıdır. Hızlı ve sık sık tekrarlanan sesler, belirli bir heyecan ve aciliyete işaret ediyor. Az tekrarlanan veya hiç tekrarlanmayan sesler, düşük bir heyecan düzeyi ve geçici bir ruh halini gösterir.Seslerin süresi de önemlidir.Kısa süreli keskin,yüksek sesler korku veya acıyı gösterirken aynı sesler uzun süreli olduğunda sevinç ve oyunculuğa işaret ederler.Genel olarak,uzun süreyle devam eden sesler,az sonra yapılacak bir davranışı haber verirler.Örneğin uzun süreli,derin hırlamanın az sonraki bir saldırıyı haber vermesi gibi.Orta düzeyde yinelenen hızlı havlama: Burada köpek size sezinlediği olası bir kötü durumu, ya da bahçenize giren yabancı bir kişiyi anlatmaya çalışmaktadır. Durmayacak biçimde hızlı havlama ile doğal yaşamda yaptığı gibi yani liderini ve sürü üyelerini toplamak istiyor. Tabii burada köpeğin lideri siz ve üyeler ise aile bireyleriniz oluyor. Birkaç kere tekrarlanan ve duraklayarak devam eden havlama. Şu an köpeğiniz, tam olarak tanımlayamadığı bir durumdan bahsetmekte. Köpek şüpheleniyor ve yine size haber vererek "Gelseniz iyi olur" diyor bu arada karşı tarafa da "Ben buradayım" diyerek orada bulunduğunu belirtiyor. Köpek, tehlikeyi sezinlediğinde ise havlama şeklini yukarıdaki gibi değiştirir.Uzun süren duraklı havlamalar: Köpeğiniz sizi şikayet ediyor. Sanırım yalnız kalmış ve kendisine arkadaş arıyor.Kısa birkaç kez havlama. İşte köpeğinizin size "Hoşgeldin" dediği an.Bir seferlik kısa havlama. Yaptığınız bir şeyden sıkılmış ve size "Artık yeter" diyor.Uzun, kısa, tiz havlamalar. Ne yaptınız köpeğinizin canı acıyor. Hemen onu sevin ve yatışmasını sağlayın.Mırıldanarak Havlama. "Hadi oyuna başlayalım".Ses düzeyi giderek yükselen havlama. Oyun esnasında arkadaşına oyuna devam etmesini söylemektedir. Başlangıçta sessiz havlayan köpek, davetine cevap almaz ise sesini yükseltir. Köpeğin Hırlaması. Derin Hırlama ve Havlama.(Dişler gösterilmiş, Kulaklar dik,Kuyruk yukarıda) Köpek bu anda savaşmaya hazırdır.Öfkeli olduğunu belirtiyor ve her an saldırabileceğini ifade ediyor.Orta Düzeyde Hırlama ve Havlama.(Dişler gösterilmiş, Kulaklar yatık, Kuyruk bacaklar arasında.) Endişeli ve korkuyor. Yine de kendisini savunacak.Kendisinden daha az emin.Orta düzey Hırlama.(Dişler gösterilmemiş.) Köpek bu anda hoşlanmadığını belirtiyor ve uyarıyor. Kendisine yapılan eylem devam eder ise uyarı için ısıracak ancak savaşmayacak.Yüksek Sesle Hırlama.(Dişler gösterilmemiş.) Oyun esnasında yavruların birbirlerine hırlaması. Oyundan zevk alıyorlar.

Kaynak:köpek alemi

KÖPEK BAKIMI " TÜY DÖKÜLMESİ "

KÖPEK BAKIMI "TÜY DÖKÜLMESİNİN NEDENLERİ"
Köpeklerde pek çok nedene bağlı olarak görülen ve tüm pet sahiplerinin ortak şikayeti olan tüy dökülmeleri en yaygın problemlerden biridir.Allopecia yani tüy dökülmesi, sözlük anlamı ile vücudun genel veya bölgesel olarak tüysüz kalmasıdır. Doğmasal veya edinsel (bir etkene bağlı) olarak şekillenebilir.Doğal olarak her kılın bir ömrü vardır ve bu süre sonunda tüyler canlılığını yitirir ve dökülür. Dökülen bu ölü tüylerin yerine yenisi çıkar. Genellikle yılda iki kez özellikle bahar aylarında görülen aşırı tüy dökülmeleri kimi zaman tüm yıl boyunca sürebilir. Ancak normal sayılan bu dökülmeleri patolojik tüy dökülmelerinden ayırt etmek gerekir. Bu amaçla bir veteriner hekimin klinik muayene veya mikroskobik bakı ile dökülen tüylerin yapısını kontrol etmesi faydalıdır. Normal olarak ölü tüyler mat, kabarık ve cansızdır ayrıca elle çekildiğinde kolayca yerinden çıkar. Bazen öbek öbek olan bu kıl dökülmesine karşın deride her hangi bir lezyon ve tüylerde açılma yoktur. Bu tüyün mikroskobik bakısında ise kılın kök ve gövde yapısı düzgün olarak tespit edilir.Köpeklerde mevsimsel olarak tüy değişimi dışında bazen takılan tasmanın sürtünmesine bağlı olarak mekanik bir tüy dökülmeside söz konusudur. Sıkça görülebilen bu durumda çoğunlukla patolojik değildir. Ancak sürtünme nedeniyle deride yaraların oluşması ve enfekte olması nedeniyle tüysüz alanların yaygınlaşması gibi bir durumda söz konusu olabilir.İri ırk köpeklerde özellikle dirsek bölgesinde şekillenen tüy dökülmeleri de mekanik olarak sürtünme nedeniyle şekillenir ve normal kabul edilir.Köpeklerde normal olarak kabul edilen bu tüy dökülmelerinin dışında ayrıca doğmasal olarak kılsız ırklar olan Mexican Hairless Dog, Chinese Crested Dog, Inca Hairless Dog ve American Hairless Terrier ırklarındaki kılsızlıkta normaldir. Doğmasal olarak kılsızlığın diğer bir sebebi ise anomali olarak görülen kıl folliküllerinin yetersizliği veya yokluğudur. Doğmasal hipotrikozis olarak adlandırılan bu durum oldukca nadir olarak görülür.Patolojik bir tüy dökülmesi söz konusu olduğunda genellikle dökülen tüylerin yerine yenisi çıkmaz ve tüysüz alanlar şekillenir.Paraziterler, mantarlar, endokrin sistem bozuklukları, otoimmun sistem bozuklukları, stres, travmalar, beslenme bozuklukları, dermatitisler ve allerji gibi pek çok nedenle patolojik tüy dökülmeleri görülebilir.Tüm bu etkenlere bağlı olarak görülen tüy dökülmesi bu hastalıkların ortak belirtisi olmasına karşın, dökülmenin bölgesine, yaygın veya lokal oluşuna, kaşıntının olup olmamasına, deride lezyonların varlığına ve tüylerin tekrar çıkışına kadar pek çok fark vardır. Bu farklar hastalıkların ayrıcı tanısının yapılmasında büyük önem taşır. Örneğin endokrin sisteme ait hormonal bir bozukluk olan hyportroidizme bağlı olarak görülen tüy dökülmeleri iri ırk genç köpeklerde genel bir tüy dökülmesine neden olurken, hyperadrenocortizme bağlı olarak şekillenen tüy dökülmeleri küçük ırk köpeklerin özellikle karın altı bölgesinde daha fazla görülür.Yaygın veya bölgesel alanlar şeklindeki bu bölgelerde etkene bağlı olarak değişen deri lezyonları da görülebilir. Bu tür bölgelerden alınan kıl örneklerinin mikroskobik bakısında çoğu zaman kıl yapısı deforme olmuştur ve tüy dökülmesine neden olan etkene (mantar, parazit gibi) ait bulgularda tespit edilebilir. İleri derecede deri hasarına ve tüy dökülmesine neden olabilen otodectes, demodex, notoedres ve sarcoptes türü uyuz etkenleri tarafından oluşturulan deri hastalıklarında karakteristik belirti kaşıntı ve tüy dökülmesidir. Bu lezyonlarda tüy dökülmesi kimi zaman kaşınmaya bağlı travma gibi mekanik bir etkiyle dahi şekillenebilir. Ancak bu hastalıklarda genellikle tüyün morfolojik yapısında ciddi deformasyonlar söz konusudur ve kıl follikülleri ileri derecede etkilenebilir. Bu uyuz etkenlerinin tümü köpeklerde hastalığa neden olabilir. Ancak Demodex canis ve Sarcoptes scabiei tarafından oluşturulan uyuza köpeklerde daha sık rastlanılır.Dermatophysosis; microsporum ve tricophytosis türü mantarlar tarafından oluşturulan bir deri hastalığıdır. Özellikle ağız ve burun çevresi ile çene altında olmak üzere pati araları ve tırnak çevresi de dahil olmak üzere tüm vücutta lokal lezyonlara ve tüy dökülmesine neden olabilir. Köpeklerde ayrıca Candidiasis ve Malasseziasis\e bağlı tüy dökülmeleri kaşıntı, eritem, renk değişiklikleri ve deri kalınlaşmaları ile karakterize şekilde yaygın veya bölgesel olarak şekillenebilir.Pire allerjisi ve buna bağlı tüy dökülmeleri de köpeklerde sık rastlanılan problemlerden birisidir. Genellikle karın altı, kalça ve arka bacaklarda görülen dökülmelerle birlikte deride kızarıklıkta belirgindir. Tüylerin dökülmesinde kaşınmaya bağlı mekanik etkide sözkonusudur.Ayrıca tüy dökülmesinin bir nedeni de enjeksiyon allerjisi olarak tanımlayabileceğimiz ve bazı grup ilaçlara karşı derinin gösterdiği allerjik reaksiyonlardır. Özellikle glikokortikoid, progesteron enjeksiyonu ve droncit ile kuduz aşısının deri altı uygulamaları sonrasında görülebilen lezyonlar sınırlı plaklar şeklinde kalınlaşmalar ve kaşıntı ile belirgindir. Genellikle bu tür dökülmelerde tüyler bir süre sonra kendiliğinden çıkar. Kronik vakalarda ise çoğu zaman operatif olarak hasarlı bölgenin alınması tercih edilir.Tüy dökülmesine neden olan önemli faktörlerden birisi de beslenme bozukluklarıdır. Esansiyel yağ asitlerinin azlığı, A vitamini fazlalığı, diyetin dengesiz olması, aşırı protein alımına bağlı olarak şekillenen allerjiler ve sistemik bozukluklar tüy yapısının bozulmasına, tüylerin güçsüzleşmesine ve tüy dökülmelerine sebep olabilir. Örneğin Labrador, Golden Retriever gibi ırklarda gıda allerjisine bağlı tüy dökülmeleri oldukça yaygındır.Stres tüm türlerde olduğu gibi köpeklerde de tüy dökülmesinin sebebi olabilir. Lokal olabileceği gibi yaygın olarak tüm vücutta görülebilen bu dökülmelerin tedavisi ancak strese neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması ile mümkündür.Tüm bu nedenlerden farklı olarak bazı köpek ırklarında spesifik olarak görülen tüy dökülmeleri vardır. Bunlar doğrudan genetik yapıyla ilgili olarak şekillenir ve sadece belli ırklarda görülür. Örneğin Doberman Pincher\larda görülen ve kıl gövdesinde anormal melanin dağılımı ile ilişkili olan gelişim bozukluğu sonucu görülen renk mutant anomalisi veya Greyhoundların nedeni bilinmeyen uyluk kelliği, Dachshundlarda ergenlik döneminden başlayarak gelişen ve nedeni henüz bilinmeyen Canine pattern baldness olarak adlandırılan bölgesel simetrik tüy dökülmeleri gibi. Bu durum ayrıca Chihuahua, Whippet, Manchester terrier gibi kısa tüylü ırklarda da görülebilir. American ve Portekiz su spaniellerinde farklı bir formda da olsa benzer bir durum görülebilmektedir.

KÖPEK EĞİTİMİ " SOSYALLEŞTİRME "


Yeni yavru köpeğinizin sosyalleştirme eğitimi oldukça önemli bir dönemi kapsamaktadır bu dönem içerisinde yavruya öğrettikleriniz köpeğinizin davranışlarını belirleyecektir. ileride çıkabilecek sorunların kaynağını bu eğitim devresi içinde çözerek sizinle uyum içinde olan topluma adepte olmuş ve herzaman yanınızda olan bir köpek sahibi olacaksınız.Köpekler bizden farklı olarak dünyayı ve yeni karşılaştığı olayları burunlarını,gözlerini,kulaklarını,ağızlarını kullanarak ve kokuları ile seslerini hafızalarına kaydederek öğrenirler.Bunun için yavrunuza yeteri kadar çevreyi ve aile bireylerini keşfetmesi için zaman vermelisiniz. Köpekler bildiğiniz gibi tek başına yaşayamaz. Bir sürü topluluğu ile birlikte olur ve yaşaması için içinde bulunduğu sürünün kurallarına uyması gerekir.Şu an ise siz yavruyu ailesinden ayırarak yanınıza aldınız artık onun ailesi sizsiniz Yeni yavrunuzda zaten böyle düşünmektedir.Sizi insan olarak değil aynen doğası gereği bir sürü üyesi olarak görür ve atalarından ona miras kalan güdülerini kullanır.Fakat bu güdüler günümüz toplum hayatı için pek de yeni sayılmaz yavru bu hayata uyum sağlamaya çalışır fakat yavruyu kendi haline bırakır isek ve onu ileride tanışmak zorunda olduğu kavramlardan uzak tutarsak köpeğimiz korku dolu olur,rahat hareket edemez,insanlara saldırabilir,hem cinsleri ile ilişkileri zayıf olabilir,sizde bu durum için köpeğinizisuçlayıp "Küçükken çok şirindin,şimdi niye böyle yapıyorsun.Keşke seni almasaydım" gibi sözler söyleyerek ona kızabilirsiniz..Oysa şuçu yavruda değil kendinizde aramalısınız.Okulda öğretmeni tarafından çocuğa öğretilmemiş bir bilgiyi çocuğumuza sorup cevap alamaz ve bu anda küçüğe kızarsak yanlış yapmış oluruz.Çünkü kabahat küçükte değildir..İşte bütün bu ve benzeri istenmeyen olayları önlemek için adına sosyalleşme dediğimiz olguya çok önem vermeli ve hassas bir şekilde uygulamalıyız ancak bu yolla toplum içinde kabul edilir,sorunsuz bir köpek sahibi oluruz.
ANA KURAL: Yavru köpeklerin ilk deneyimleri en güçlü ve kalıcı deneyimlerdir.Bunun için ilk deneyimlerin mutlaka pozitif yönde olması gerektiğini unutmayınız.Yavru köpeğiniz eve geldikten sonraki ilk 5(beş) hafta içindeki davranışlarınız yavrunun ömür boyu koruyacağı ana karekterini oluşturacaktır.(Köpeğiniz 8 (sekiz) haftalık iken alınmıştır.)Bu süre içerisinde yavrunun karekterini şehir ve aile ortamına uyumlu hale getiremez iseniz ileride davranışlarını değiştirmede çok zorluk çekersiniz. AMAÇ : Yavrunun toplum içerisinde ve şehir içerisinde karşılaşacağı aklınıza gelebilecek her türlü olay ile küçük yaşlarda tanıştırarak alışmamış olduğu durumlara adepte olması ve bu olaylar karşısında güven duygusunun kuvvetlendirilmesi. SONUÇ: Aşağıda açıklamalarını bulacağınız yöntemleri kullanarak yavrunun istenmeyen davranışlarını engellemek ve ileride sorunsuz veı her türlü koşula uyum sağlayan sosyal bir köpek yaratmak.Bu yol ile insanların köpek üzerindeki olumsuz düşüncelerini değiştirmek. Burada önemli bir noktayı size tekrar hatırlatmak istiyorum: Yavru köpek alırken çoğumuz bir aylık köpek almaktayız.Bu çok yanlış sonuçlar doğuran bir düşüncedir. Yavru köpek mutlaka annesinin ve kardeşlerinin yanında kalması, köpek olduğunu hatırlatan kuralların ve köpek davranışlarının öğretilmesi gerekmektedir.Eğer yavruyu annesinden ve kardeşlerinden çok erken ayırır isek yavrunun temeli olmadığı için hayata adepte olmakta zorlanacak ve sorunlar ortaya çıkacaktır.Bunu önlemek için yavru köpeğinizi mutlaka 7-8 haftalık iken alınız.Bu süre içerisinde annesinin yanında minimum 4-5 hafta.Geri kalan 3 haftanın ise kardeşlerinin yanında oyun oynarak geçirdiğinden emin olunuz. Yavru Sekiz (8) haftadan önce alınır ise: Gereğinden önce kardeşlerinin yanından ayrılır ise,yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı köpek kuralları ve kendini ifade etme bilincinden yoksun kalacağı için hemcinsleri ile olan ilişkilerinde ve hayata adepte olmada sorun çıkaracak,muhtemelen kendine güveni olmayan bir köpek olacak. Yavru Sekiz (8) haftadan sonra alınır ise: Bu süreden sonra alınan köpek ise,eğer üretici tarafından sosyalleştirilmedi ise, insanlar ve şehir içinde karşılaşacağı durumlarda sorun çıkaracak yine topluma uyum sağlamakta zorlanaktır. Sosyalleştirme eğitiminin önemini ve yavrunun gelişme aşamalarını öğrenebilmek için gelin aşağıdaki tabloya bir göz atalım. Yavrunun Gelişim ve Sosyalleşme AşamalarıDoğumdan İki (2.) haftaya kadar.Neonatal Dönem. Beden ısısı yaklaşık 37.C Irkına göre değişir ama genelde şu an 110-120 gr ve bir hafta içinde iki misli olacak.Kalp atışı dakikada 200'ün üzerinde. Yaşaması için annesine son derece bağlı,savunmasız sadece iç güdülerine göre hareket ediyor. Annesi her 3 saatte bir 2-3ml süt ile besliyor. Sinir sistemi ve vücut hareketleri minimum düzeyde. Sosyal davranışları minimum düzeyde. 14.gün içerisinde neonatal dönem sona erer. Yavrular sürünerek hareket eder. İnsanlar ile tanıştırılarak koklamasına izin verilmeli. Kaldığı ortam ilk hafta içinde 29-32 ikinci hafta ise 26-29 C arasında olmalı.Hava ceryanlarından korunmalı. Üçüncü Hafta İçinde. Gözler ve kulaklar duyarlı. Süt dişleri çıkar. Şu an 350 gr. Yavru çevreye cevap vermeye başlar. Sinir sistemi faal.Yavru yürümeye başlar. Annesine daha az bağımlı ve vücut fonksiyonlarını kontrol edebilmeye çalışır.. Kardeşleri ile iletişim kurmaya başlıyor. Yürüyerek çevreyi keşfetmek istiyorlar. Köpeğin davranışları gözlemlenmeye başlıyor. Kaldığı ortam şimdi 23-26 C arasında olmalı. Dördüncü Hafta İçinde. 12-14.haftaya kadar devam edecek olan kritik sosyalleşme periyodu başladı. Yaramazlıkları başladı.Bazıları pantolan paçalarınızı ya da eteğinizin uçlarını çekiştirme peşinde Annesine daha az bağımlı ve kardeşleri ile ilişki içinde. Vücut ısısı 38.C Kalp atışı dakikada 173. Keşfetmeye hazır. Süt dişleri büyük çoğunlukla tamamlandı. Yavru maması yiyebilecek durumda. Süt emmeyi yavaş yavaş bırakıyor. Kaldığı ortam 23.C olmalı. Beşinci Hafta İçinde. Kardeşleri ile oynuyor,koşuyor küçük bir liderlik yarışı baş göstermiş. İnsanlara cevap veriyor. Çevre ile tanıştırılması son derece önemli. Altı (6.) ve Sekiz (8.) Haftalar İçinde.Sosyalleşme için anahtar dönem. Yavru sütten kesilmiş. Sinir sistemi ve hareketleri gelişmiş.Artık köpek davranışları sergiliyor Burnunu,kulağını,kuyruğunu kardeşleri ile birlikte keşfediyor.Temel kalıpları öğreniyor. Yavru öğrenmeye ve yeni evine gitmek için hazır. Şu an 700-800gr arasında. Oniki (12.) Hafta İçinde.Çevreyle olan ilişkisi ve keşfetme isteği maximum düzeyde. Bu dönemde çok dikkatli olunmalı ve yavru kesinlikle korkutulmamalı.Olumsuz davranışlar sosyalleşme becerilerinin önüne geçebilir. Onaltı (16.) Hafta İçinde.Süt dişlerini kaybederek,yetişkin dişleri çıkmaya başladı. Altı (6.) Ay İçerisinde.Bebeklik dönemi sona ererek,çocukluk dönemine girdi. Kalp atım hızı şimdi dakikada 70. Çoğu beden sistemi yetişkin köpeğinkine eşit.
Veterinizi ilk ziyaretinizde size,yavrunun ilk aşıları olana kadar dışarı çıkarmamanız gerektiğini bu uygulamanın yavruyu son derece önemli hastalıklardan korumak için olduğunu söylemiştir.Bu uygulama son derece doğru olmakla birlikte diğer hastalıklara yakanlanma olasılığından çok daha daha vahim başka bir hastalığıda beraberinde getirmektedir. Davranış Problemi. Aşılama genellikle yavru köpeğinizin altı (6.) haftasından başlar, körlere rehberlik için seçilecek ve eğitilecek yavruların daha önce aşılama programına alındığı da bilinmektedir.Böylece erken yaşlarda trafiğe,insanlara,arabalara ve diğer olaylara adepte olması sağlanmaktadır.Bunun için veterineriniz ile konuşarak bir an önce sosyalleştirme eğitimine geçmek istediğinizi ve bunun için yavrunuzun sağlığı için gerekli olan programın uygulanmasını söyleyiniz.Bu davranışta bulunur iseniz yavrunuzun bir hastalık kapmasını minimum dereceye indirmiş olursunuz.Ancak sokak köpeklerinin yoğun olduğu yerler,çöp kutuları,lağım suları gibi veya veterinerinizin size söylediği bölgelerden uzak durmanızı şiddetle öneririm.Unutmayın ki henüz yavrunuza ilk aşılar uygulandı,bağışıklık sisteminin güçlenmesine bira daha zaman var. Eğitim süresince yavrunuzun karakterine göre çok hassas davranmalısınız.Daha önce karakter testi bölümünde bu konuya değinmiştim.Bu süre içerisinde hiç bir zaman aceleci olmamalı her durumu yavrunuza kademe kademe anlatmalısınız.Eğer aceleci davranarak trafiğe alıştırmak için onu bir anda Kızılay yada Taksim'e sokarsanız durum yavru açısından hiçde iç açıcı olmayabilir. Çok hassas davranmalısınız. Köpeğiniz ile rahatlatıcı bir ses tonunda konuşun.Asla bağırmayın. Yavruyu tasmasından çekiştirmeyin. Sevdiği yiyecekleri ve oyuncaklarını yanınızda bulundurun.Sık sık oyun oynayın. Yavrunun kafasını karıştırmayın.Bir program dahilinde eğitime devam edin. Asla yavruyu korkutacak ani hareketlere izin vermeyin ve kalabalık,gürültülü,çok fazla köpeğin bulunduğu yerlerden uzak durun. Yavrunun korktuğunu hissederseniz yavruya sarılın ya da kucağınıza alın ve onu rahatlatcı bir biçimde konuşun. Yavrunun eğitim süresince tanışması gereken durumlar ise,.İnsanlar, çocuk, genç, yaşlı, üniformalı, güneş gözlüklü, şapkalı. Örneğin üzerine yağmurluk giymiş trafik polisleri, itfaiyeciler. Araba, kamyon, motorsiklet, bisiklet, traktör, kaykay vb. Diğer köğekler.Değişik ırk ve boylarda. Diğer canlılar kedi, koyun.at, keçi vb. Bu listeye sizin ekleyecekleriniz. Köpekler ile yavrunuzu tanıştırıken özellikle 14 haftasını doldurmuş olanlara dikkat edin çünkü saldırganlık gözlenebilir ve hiçbirşeyden habersiz yavru köpeğiniz birdaha diğer köpekler ile sağlıklı iletişim kurma olanağından yoksun kalabilir.Böyle durumları önlemek için daha önce tanıdığınız karakterini bildiğiniz köpekler ile tanıştırınız.Eğer böyle bir olanağınız yok ise köpek sahibinden köpeğini yedeklemesini isteyiniz ve sonra yavrunuza tanışma fırsatı veriniz.Bu tanışma anında yavrunuzun büyük köpekler ile oynamasına izin vermeyin.Yavru şu an için yalnızca kendi yaşında ve küçük veya tanıdığınız güvendiğiniz köpekler ile oynayabilir,tasmasını açmayı unutmayın,Ona kontrolünüz altında oynama fırsatı veriniz ki kendini ifade etme olanağı bulsun,bırakın koşşun oynasın,enerjisini harcasın görceksiniz ki çok memnun kalacak.. Bazı kişiler yavrunun insanlar tarafından sevilmesini istemezler aman ha siz bu insanlardan olmayın.Aşırıya kaçmamak üzere herkesin yavrunuzu sevmenize izin verin.Bu arada ani davranışlardan kaçınmalarını rica edin, korkmayın kimse bu sevimli yavruya kötü bir düşünce besleyemez. Bu eğitim boyunca yavruyu cezalandırmayacağız,bağırmayacağız.Eğer sinirli olur isek yavruyu korkutabilir ve ileride saldırgan bir köpek olmasını sağlıyabiliriz.Bu hiç bir köpek sahibinin istemediği durumdur.Yapacağımız tek hareket yavruyu yeni durumlar ile hassas bir şekilde tanıştırmak tekrar ederek nasıl davranması gerektiğini öğretmek.Eğitim süresi ikiniz içinde çok eğlenceli geçecek.Siz çevre,insanlar ve arkadaşlarınız ile uyumlu, yıllarca birlikte olacağınız köpeğinize ilk derslerini vermenin heyacanı içinde olacak,yavrunuz ise yeni yeni durumlar ile tanışarak bu dünyayı öğrenme fırsatı yakalayacaktır. Eğitim süresi içerisinde size yardımcı olması için yavruya adını öğretiniz.İsmi kolayca anlıyabilmesi için en fazla iki (2) heceli olmalı.Köpeklerin "a" ve "o" ile biten hecelere dahada ilgi duyduğunu belirtelim.İsmini öğretmek için ona her yemek verişinizde,sevdiğinizde,yanından ayrılırken sizi de takip etmesi için adını aynı ses tonu ile davetkar bir biçimde söyleyin.Bu süre içinde değişik isimler kullanmamaya dikkat edin.Adını kısa sürede öğrendiğini ve cevap verdiğini göreceksiniz. Yine ileride yavrunuzu kontrol altına almanızı sağlayacak ve çağrıldığında gelmesi için sizi takip etmesini öğretmelisiniz.Bunu yaparken yavrunuzu serbest bırakın ve oununla oynayın kısa süre sonra yavrunuz farkında değil iken aksi tarafa doğru koşun ve aynı zamanda heyacanlı bir ses tonu ile adını söyleyin yavru bir an teleşa kapılacak ve sizin yanınızda olmak isteyip koşarak size doğru gelecektir.Bu arada sizde yere çömelin ve kollarınızı iki yana açarak onu kucaklayın ve bol bol sevin.Bu hareketi bir kaç defa daha aşırıya kaçmadan ve diğer günlerde de uygulayın böylece köpeğinizin ilgisinin devamlı sizde kalmasını sağlayacaksınız.Bu oyunu evinizde odadan odaya yada bahçenizde de uygulayabilirsiniz.Bua esnada köpeğiniz sizinle oyun oynarken elbiselerinizi ısırnmak isteyebilir sakın izin vermeyin. Bu eğitim dönemi içerisinde yavrunuza nasıl davranması gerektiğini öğretirken tedavisi zor olan Ayrılık Korkusu adlı hastalığa yakalanmasına izin vermeyin.Yavrunuzun size aşırı bağlanmasını önlemek amacı ile onu belirleyeceğiniz ve sık sık değiştireceğiniz.bazı zamanlarda yalnız bırakınız,sizi arayıp ağlamasına havlamasına cevap vermeyiniz.
Makale